Yazılı bir açıklama yapan 78’liler Girişimi, “İbrahim Kaypakkaya’yı unutmayalım!, Bugün 18 Mayıs… Bugün İbrahim Kaypakkaya, Haki Karer, Dörtler yani Ferhat Kuntay, Eşref Anyık, Necmi Öner, Mahmut Zengin’in ölüm yıldönümü. Her tarihsel dönemin kahramanları, temel karakterleri vardır. Onlar açıklandığında o dönemin değerleri açıklanmış olur. Onların özellikleri yaşadıkları dönemden de öte ardılı kuşaklarda cisimleşir.” dedi.
Açıklamada, Kaypakkaya’ya ilişkin şu ifadelere yer verildi:
“İbrahim Kaypakkaya’ya, katledilişinin 47. yıldönümünden doğru baktığımızda;
Tarihsel süreç ve bilinç açısından, çok kısa bir zaman aralığında yürüttüğü ideolojik çalışmalar sonucu, Perinçek hareketinden isabetle koptuğunu görürüz.
Atatürk’ün devleti kurarken, Şevket Süreyya Aydemir’den, Vedat Nedim Töre kadar bir kısım solcunun ‘aydınlanmacılık’ örtüsü altında Kemalist devleti nasıl bir ideolojik meşrulaştırma hizmeti sunduğunu, ‘sol’dan yüklenen bu tür bir Sosyal- Kemalizm takviyesinin o yıllardan başlayarak ‘sol’cuyu, özellikle güncelde nasıl nasyonel sosyalizme sürüklediğinin ipuçlarını buluruz.
İbrahim Kaypakkaya, Kemalizm ve milliyetler meselesine önem verdi. 70’lerin başında Aydınlık hareketinden ayrışırken yazdığı Milli Mesele makalesi hala hatırlanıyor. İşkencede “ser verip, sır vermeyen” efsanevi tutumu ise nesiller boyu unutulmayacak.”
“Haki Karer’i unutmayalım!”
78’liler Girişimi, “1971 devrimci direnişinin etkileri 1973-74 yıllarından itibaren Türkiye’de, giderek Kürdistan’da kendi özgün devrimci dinamiklerinin gelişme koşullarını da yaratacaktı.” sözleriyle Haki Karer’e dair şunları kaydetti:
“İlk dönemlerinde “Ulusal Kurtuluşçuluk” olarak kendini ifade eden Özgürlük Hareketi, bu dinamiklerin başta geleniydi. Bu harekete emekçi kişiliğini verenlerin ve kurucu kadroların başta gelenlerinden olan Haki Karer, derinliklerden yönlendirilen ‘sol’ kisveli bir provakatör tarafından katledilecekti.
Haki Karer’in katli olayını Özgürlük Hareketi derinlemesine ele alacaktı. Fedakârlık, emekçilik, örgütçülük, enternasyonalizm gibi -aslında Türk olan- Haki Karer’in bu özelliklerini partileşme sürecine taşıma çabası geliştirilecekti.”
“Dörtleri, ateşin ve güneşin çocuklarını unutmayalım!”
Açıklamada Amed zindanalrında 12 Eylül faşizmine karşı bedenlerini ateşe veren dörtleri andı:
“1982 yılının 18 Mayıs’ında Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevinin 33. koğuşunda, insanlığa karşı olan tüm askeri darbelerin tarihsel karanlığında, işkencenin karanlık odalarında, insan kişiliği ve kimliğinin yine insanlar tarafından yok edilmesine karşı, ateşin ve güneşin Dört Çocuğu ateşle buluşmaya hazırlanıyordu. İbrahim Kaypakkaya’nın Diyarbakır Cezaevinde, Haki Karer’in Gaziantep’te katledildiği günün, 18 Mayıs’ın, ölümsüzlüğe yönelme günü olarak seçilmesi manidardı.
Ferhat Kuntay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin, Necmi Öner özgürlük için, vahşeti ve işkenceyi protesto için, bedenlerini ateşe verirlerken, Mazlum’la başlayan, Kemallerle devam edecek olan ”feda” kültürünün ilk biçimlerini geleceğin Ateşin ve Güneşin Çocuklarına miras olarak bırakıyorlardı.”
