DünyaKadın

AKD | “Kürtaj Hakkı Yaşam Hakkıdır; Benim Bedenim, Benim Kararım”

Avrupa Kadın Dayanışması (AKD) kürtaj hakkına dair bir açıklama yaparak, yasal olarak hak olan kürtajın yapılması sonucu ceza alan doktorlarla dayanışma içinde olduklarını dile getirdi.

Avrupa Kadın Dayanışması (AKD) yaptığı açıklamada, “Almanya’da ceza yasasının 219a paragrafını tanımayarak, kadınların kürtajla ilgili bilgi alma ve sağlıklı kürtaj hakkını sahiplenen doktorlara kesilen cezaları kınıyor, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz…” şeklinde vurgu yaptı.

Yapılan açıklamada, “Kürtajın yasal durumu, kadınların o ülkedeki doğurganlık haklarının ne derece göz önünde bulundurulduğunun en önemli göstergelerinden biridir.

Her kadının çocuk sahibi olma veya olmamayı seçme, çocuk sayısı ve ne kadar aralıklı doğuracağına karar verme, doğurganlık düzenlemesi ile ilgili tüm tedavilere tam olarak erişme, sağlıklı bir gebelik geçirme, doğum yöntemi hakkında bilgilenme, ulaşılabilir ve güvenli koşullarda doğum yapma hakkı vardır. Bu da devletlerin sorumlulukları dahilindedir.

Oysa kürtaj, tarihler boyudur kadının istemediği veya hazır olmadığı bir gebeliğe son verilen tıbbi bir müdahale olmaktan çıkartılarak, egemenler tarafından kadın bedeni üzerinde tahakküm kurabilmek için bazen etik, dini, psikolojik motiflerle şekillendirilip, kendi çıkarları doğrultusunda kâh tamamen kâh kısmen yasaklanarak, bazen yasallaştırılarak dünyanın bütün coğrafyalarında tartışılan bir konu olmuştur.”  denildi.

“Kürtaj Hakkı, Yaşam Hakkıdır”

AKD, Sağlıksız kürtaj, kadın sağlığını tehdit eden en önemli faktörlerden biri olduğu, dünya genelinde kadınlar istenmeyen gebelik durumlarında, yöntemin yasal olup olmamasına bakmaksızın kürtaja baş vurduğu dile getirilerek, “Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kürtajın yasal olduğu ülkelerde her 1000 kadından 37’si kürtaj yaptırırken, kürtajın tamamen yasak veya kısıtlı olduğu ülkelerdeki oran ise %35’tir. Bu da kadınların kürtaj yaptırma oranının yasalardan bağımsız olduğunu açıkça göstermektedir.  Kürtajın suç kabul edilmesi nedeniyle her yıl dünyada 47 bin kadın, sağlıksız şartlarda yaptırdığı kürtaj uygulamaları yüzünden hayatını kaybediyor.

Tüm dünyada nüfus politikaları, patriarkal kapitalist sistemin ihtiyaçlarına uygun biçimde kadın bedenleri üzerinden, kadın cinselliği ve doğurganlığı denetlenerek sürdürülür. Tarihler boyunca erkek egemenliğinin tahakküm nesnesi kadın bedeni olduğundan, kürtaj hakkı mücadelesi de; her toplumsal süreçte kadın mücadelesinin önemli bir gündemi olmuştur”  şeklinde sözlerine devam etti.

“Benim Bedenim, Benim Kararım”

Açıklama;

“Almanya’da kürtaj yasal olarak yasak olmamakla birlikte, ceza kanununun 218. maddesi kürtajı cezai işlem gerektiren bir suç olarak tanımlarken, 218a maddesinde de kürtajın cezadan muaf tutulacağı durumlar sıralanmakta ve kadınların danışma hizmeti almadan kürtaja karar vermesi engellenmektedir. 219a maddesinde ise, doktorların kamuya kürtaj yaptıklarını açıklamaları ve kürtajla ilgili bilgi vermeleri yasaklanıyor.

Kadınlar, Alman ceza kanunundaki Hitler döneminden kalan bu üç maddenin de kaldırılmasını talep ediyorlar. Kadınların mücadeleleri sonucunda, 2019’un Şubat başında, Almanya’da meclise sunulan 219a maddesiyle ilgili değişiklik önergesi sözde kabul edildi. Resmi sağlık dairesi ve doktorlar odası kürtaj yapan klinik ve hastanelerin listesini yayınlayabilecek. Ama, kürtajın kamuya açık propagandası hala yasak. Yani bu sözde değişiklik bir oyalamadan ibaret..

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, kürtaj hakkı bedenlerimizin, cinselliğimizin ve doğurganlığımızın egemenler tarafından denetlenmesine karşı, bedenimiz ve yaşamımız üzerinde söz sahibi olmamızın ayrılmaz bir parçasıdır.  Ayrıca, egemenlerin politik söylemlerinde çeşitli argümanlarla “süsleyerek” dillendirdikleri bu tartışmalarda, bir taraftan kadınların toplumdaki yeri sadece anne olarak belirlenirken, diğer taraftan bedenlerimiz üzerindeki karar hakkımız elimizden alınmaya çalışılmaktadır. Bu yüzden AKD bileşenleri olarak kürtajı, “Kürtaj Hakkı Yaşam Hakkıdır; Benim Bedenim, Benim Kararım” şiarıyla kendi yaşamımız üzerinde söz sahibi olmamızı mümkün kılan toplumsal bir hak olarak savunuyor, kürtaj hakkımız üzerindeki tüm yasakların derhal kaldırılmasını talep ediyoruz.

Çocuk doğurmak ya da doğurmamak, bedenimiz üzerindeki karar ve tasarruf hakkı, yalnızca bize aittir. Hükümetlerin kadın bedeni üzerinden yükselttikleri, kadın düşmanı, ırkçı politikalarını ve erkek egemen sistemin bedenlerimiz üzerindeki tahakkümünü reddediyor, bir kez daha hatırlatıyoruz; BEDENİMİZDE, KARARIMIZ DA BİZİMDİR!

AKD Bileşenleri olarak, Almanya’da ceza yasasının 219a paragrafını tanımayarak, kadınların kürtajla ilgili bilgi alma ve sağlıklı kürtaj hakkını sahiplenen doktorlara kesilen cezaları kınıyor, onlarla dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz…” şeklinde sona erdi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu