GüncelManşet

Avcılar’da biri “Emek üzerinden istismar ve siyasi oyun” mu dedi?!

Türkiye işçi sınıfının bazı şeyleri direnerek kazandığını tüm Türkiye’ye göstermek için ayakta kalmanız lazım.” (CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel)

Sendika kötü bir şey değil. Ama bu kadar uzun saat çalıştıkları için, düşük ücretlere alıştıkları için, sadece haklarını istemişler ve sonucunda işten çıkarılmışlar. Ben bu şirket yetkililerini uyarıyorum. Karşınızda Türkiye’nin ana muhalefet partisi var. Vicdansızlığa gerek yok. İşçiniz sizin en önemli ortaklarınız. Bunların emekleri üzerinden para kazandınız. Hakları neyse verin. Sanmayın bu kabadayı tavırlar yüzünden biz işçimizi bırakırız. İşçilerimiz haklarını alıncaya kadar dayanışma içinde olacağız. Yaşasın sınıf kardeşliği, yaşasın alın teri, yaşasın emek.” (CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu)

İşveren uzlaşmaz bir tutum sergiledi. O zaman da kendilerine söyledim, masaya oturup bir uzlaşma zemini yaratılmazsa vekil arkadaşlarımla birlikte burada olacağım dedim. Şimdi buradan tekrar söylüyorum; Bir çözüm oluşmazsa 10 gün sonra biz burada en az 2 bin kişi olacağız. Seslerini Türkiye’ye ve dünyaya duyuracağız. Bu bir tehdit değil, tek amacımız; iş barışının sağlanmasıdır. Emek mücadelesi kadar kutsaldır yaşam mücadelesi. Yanınızdayız, sonuna kadar yanınızda olmaya devam edeceğiz.” (CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç)

Biz buraya gelirken sizin hangi sendikadan olduğunuzu, hangi siyasi partiye oy vermiş olabileceğinizi düşünmeden geldik. Partimiz için en kutsal değerdir, emek. Biz buraya emek için geldik, alın teri için geldik, birlik ve dayanışma için geldik. Mücadelenizin sonuna kadar bizi yanınızda göreceksiniz.” (CHP Grup Başkanvekili Levent Gök)

 

“Emek üzerinden istismar ve siyasi oyun” mu dediniz?!

Bu sözler… Evet, bu sözler CHP milletvekillerine ait. “Sınıf kardeşliği”, “işverenle uzlaşma” vb. kavramların çarpıklığını saymazsak “işçi sınıfının önderliğine soyunmuş” bir CHP’yi karşımızda bulduğumuzu zannedebiliriz. Her biri bir işçi direnişinde sarf edilmiş bu sözlerden “Halk Partisi”nin ne kadar “emek dostu” olduğunu düşünebiliriz. Düşünebilirdik! Eğer CHP’nin gerçek yüzünü bilmeseydik… Eğer İstanbul’da Bakırköy, Beşiktaş, Şişli, Sarıyer ve İzmir’de CHP’li belediyelerin taşeron işçileri nasıl kapı dışarı ettiğini bilmemiş, duymamış, işçilerle yan yana olmamış olsaydık… Polis işbirliğinde bu işçilerin çadırları sökülmemiş olsaydı ya işçiler gözaltlarına alınmamış olsalardı…

Ya da son olarak İstanbul-Avcılar’da “Önce İnsan” diyerek belediyecilik yapan CHP’nin belediyeye bağlı taşeron firma Tomurcuk’ta çalışan temizlik işçilerinden 35’ini 19 Nisan’da işten attığını ve o günden bu yana geçen haftalar boyunca CHP’li belediye başkanının türlü oyunlarla işçilerin direnişini baltalamaya çalıştığını bilmezsek… İşçileri Belediye-İş Sendikası’na giderek sendikalı olduklarının ertesi günü “hırsız”, “tembel” vb. suçlamalarla işten attığını duymazsak… 30’lu direniş günlerini geride bırakan belediye işçilerinin direniş çadırının karşısına ve Avcılar’ın dört bir yanına CHP’li belediye başkanı Handan Toprak’ın zorla temizlik işçileriyle toplantı yaparak çektirdiği fotoğrafı devasa pankart yaptığını görmezsek… Handan Toprak dışında hiçbir işçinin yüzünün gülmediği bu pankartta ekmeği için direnen işçilere “Emek üzerinden istismar ve siyasi oyunlara karşı temiz toplum, temiz Avcılar için el ele” diyerek hakaret ettiğini okumazsak…

 

Sermayesi talan ve yağma olandan ne beklenir?!

Ama bizler hem bunları biliyoruz hem de CHP’yi tanıyoruz. TC devletinin kurucu partisi olan ve ülkeyi uzun yıllar (şu an AKP’nin yaptığı gibi) “tek parti”, “tek adamcılık”la yöneten CHP her daim ezenlerin ve sömürenlerin partisi oldu. Türk burjuvazisini palazlandırmak ve güçlendirmek için yapmadığı katliam, talan etmediği memleket kalmadı! Örneğin bugünün “Cumhuriyet’in kalesi” olarak anılan İzmir, yani daha sık bilinen ismiyle “Gavur İzmir”, 1922’de sermayelerine göz dikilen Ermeni ve Rum mahalleleri ateşe verilerek yakıldı. Yaklaşık 200 bin kişinin katledildiği bu yangında şehrin üçte ikisi kül olurken, Türk ve Yahudi mahallelerine hiçbir zarar gelmedi. Ve İzmir’in üzerinde hala duman tüterken İzmir’de bulunan M. Kemal, ileride kayınpederi olacak Uşakizade Muammer Bey’in Göztepe’deki köşkünde kendi şerefine verilen ziyafette zevkle kadeh tokuşturmaktaydı ve yangını seyretmekteydi.

Başyaveri Salih Bozok “Paşam isterse hepsi yansın. Yeter ki siz sağ olun. Bu mesut günleri gören insanlar için malın ne kıymeti olur? Memleket kurtuldu ya” cevabıyla kıvançlanan M. Kemal “Evet! Yansın ve yıkılsın. Hepsinin telafisi mümkündür” der. Ve 1 yıl sonra burada İktisat Kongresi gerçekleştiren M. Kemal ve şürekası, yani CHP, soykırıma uğrayan Ermeni, Süryani ve Rumların mallarının paylaşımını yapıyor ve bu sermayeyi edinenler ülkenin dört bir yanına dağılarak fabrikalar kurmaya başlar. Yani CHP ve uğruna çalıştığı Türk burjuvazisi sermayesini böyle talan ve yağma ile oluşturuyordu.

Aynı CHP bugün “ana muhalefet” partisi misyonu ile “halktan yana”, “emekten yana” bir imaj çizme kaygısında olsa da bunu beceremiyor. İşçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki uzlaşmaz çelişkinin; “işçi ile patronu barıştır-karıştır” yaparak çözebileceğini düşünüyor (bakınız: CHP’li Erdoğadu), patron ile işçi arasında “uzalaşma zemini yaratmaktan”, “iş barışından” dem vuruyor (bakınız: CHP’li Erkoç)! Sakarya’da 2 aydan uzun bir zaman önce TİS sürecinde işçilerin taleplerine kulak tıkanmasının ardından greve giden ve çözüme ulaşmayınca 17 gün açlık grevi yapan Başkurt Motor işçilerinin direnişini genel başkanlarının K. Kılıçdaroğlu’nun “selamlarını” taşıyarak baltalıyorlar!

CHP’li Toprak’ın dediği gibi tam da: Emek üzerinden istismar ve siyasi oyunlarla kimi yerlerde “muhalefetçilik” oynuyor, “arabuluculuk” yapıyor, yani işçi ve emek düşmanlıklarını bu maske ile sergiliyorlar, kimi iktidar oldukları yerlerde ise bu maskeye bile gerek duymadan açıktan işçi düşmanlığından, halk düşmanlığından besleniyorlar. Bunu anlamak için çok uzaklara bakmaya gerek yok! İşte Avcılar, işte dokunulmazlık, işte soykırıma karşı tavır… Güzel sözlerle, lafla peynir gemisi yürümezken başka söz hacet var mı?

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu