İzmir: Emek ve Demokrasi Güçleri, barış isteyen akademisyenlere sahip çıkarak başlatılan linç kampanyası ve akademisyenlere açılan soruşturmalara karşı bir basın toplantısı düzenledi.
DİSK, KESK ve TMMOB İzmir Şubelerinin oluşturduğu İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, “Bu suça ortak olmayacağız” başlıklı bildiriye imza atan akademisyenlere destek olmak için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
İzmir milletvekilleri ve HDP İl Yöneticilerinin de katıldığı basın toplantısında “Türkiye’ye barış, akademiye özgürlük” yazılı pankart asıldı.
Basın açıklamasını okuyan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, barış talebini dile getiren, düşünce ve ifade özgürlüklerini kullanan akademisyenlerin, aşağılanmaya çalışıldığını, hedef gösterildiklerini, soruşturmalar açıldığını vurgulayarak bunları haksız ve kabul edilemez bulduklarını belirtti.
Sarı, İzmir’deki üniversitelerde çalışan akademisyenler hakkında YÖK emriyle idari soruşturma başlatmaya hazırlanan rektörlere mektup gönderdiklerini ifade etti.
Savaştan ve ölümden değil, barıştan ve savaştan yana olduklarını dile getiren Sarı, “Ülkemizde herkesin kendini güvende hissettiği koşulların yerleştiği güne kadar bu yönde çaba harcamaya devam edeceğiz” dedi.
Basın açıklamasının ardından katılımcılara söz verildi. İlk sözü alan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, barıştan, demokrasiden, ifade özgürlüğünden yana olduklarını ve akademisyenlerin yanında olduklarını belirtti.
Daha sonra konuşan CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, bu baskı ve zulme dur denmesi gerektiğini ve bilim insanlarının düşüncelerini açıklayamadığı bir yerde özgürlükten, barıştan, kardeşlikten söz edilemeyeceğini dile getirdi.
Basın toplantısında söz alan İmece-Der temsilcisi, İzmir’de yürüyüş dahi yapılamadığını vurgulayarak faşizme karşı bütün güçlerin birleşerek birlikte hareket edilmesi gerektiğini belirtti.
“Akademisyenlerin çıkışı çok kıymetli”
Daha sonra HDP adına söz alan İbrahim Akın, şu anda durumun çok kötü olduğunu neredeyse 12 Eylül’ü aratan bir durumla karşı karşıya kaldıklarını ve böyle bir zamanda akademisyenlerin çıkışının çok kıymetli olduğunu söyledi.
Bu kadar evrensel normlara uygun taleplerin, baskıyla, linç kampanyasıyla, akademisyenlere soruşturma açılmasının asla kabul edilemez olduğunu ifade eden TİHV temsilcisi Coşkun Üsterci, akademisyenlerin sonuna kadar yanında olduklarını vurguladı.
Konuşmaların ardından basın toplantısı sona erdirildi.
