GüncelManşet

Gülmen ve Özakça’nın refakatçi yasağı kalktı

H.Merkezi: Açlık grevindeki tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya hastanede refakatçi yasağı sona erdi. Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, OHAL KHK’sıyla ihraç edildikleri işlerine dönmek için yaptıkları açlık grevinde 160’ıncı günü geride bıraktı.

Gülmen ve Özakça, 28 Temmuz’dan bu yana zorla Sincan Hapishanesi Hastanesinde tek başlarına tutuluyor.

Bianet’ten Beyza Kural’a konuşan avukat Ebru Timtik, Adalet Bakanlığı’nın 10 Ağustos’ta refakatçi onayını vermesinin ardından hapishane savcısından da dün izin çıktığını söyledi. Müvekkillerinin hastaneye götürülmeleriyle avukatların fiziki yardım imkânlarının da kısıtlandığını belirten avukat Timtik şunları söyledi:

“Avukat görüşlerinde aramıza masa koydular. Ayağa kalkmalarına bile yardım edemiyorduk. Bu zamana dek onları tek başlarına yaşamlarını idame ettirmek zorunda bırakarak tuttular. Temizlikleri çok önemli. Ne kadar temizlik yaptılar bilemiyorum, temizlikten ötürü enfeksiyon riski oluşmuşsa bu saate kadar oluşmuştur.”

Refakatçi talebinin uzun zaman sonra kabul edildiğini, bunun da iki eğitimcinin sağlığının önemsenmediği anlamına geldiğini belirten Timtik şöyle devam etti:

“Gözaltına alındıklarında Semih Özakça nezarethanede yüzlerce insanın kullandığı battaniyeleri yere sererek yatmıştı. ‘Sağlıklarına dikkat ediyoruz’ durumunu hiçbir zaman yaşamadık. Adalet Bakanlığı’nın 10 Ağustos’ta onay vermesine rağmen refakatçiyi almadılar. ‘Savcı izin verecek yoksa almayız’ dediler. Savcı dün izin verdi ama bugün hastaneye gittiğimiz zaman bir problem çıkacak mı bilmiyoruz. Eğer sorun olmazsa refakatçiler 24 saat Gülmen ve Özakça ile kalacak.”

Özakça’nın annesi Sultan Özakça ve Gülmen’in kardeşi Beyza Gülmen bugün refakatçi olmak için Sincan Hapishane Hastanesi’ne gidecek.

“AİHM, başvuruyu reddedince bir gecede kaçırdılar”

Diğer yandan gelişmelerle ilgili Gazete Sûjine konuşan Beyza Gülmen, hapishane süreciyle ilgili olarak “Orada önce iyi bakıyormuş gibi yapıyorlar. Havalı yatak veriyorlar. Havalandırmaya rampa koyuyorlar. Bütün bunlar AİHM’e gözünü boyamaya yönelik. AİHM, acil tedbir başvurusunu reddettikten sonra bir gecede zorla kaçırıyorlar” dedi. “Bu hastane sürecinde daha iyi anladık ki, bu işi bir an önce bitirmek istiyorlar. ‘Nasıl noktalayabiliriz’ diye kafa yoruyorlar. Hastaneye götürülme nedenleri de zorla müdahale etmek” ifadelerini kullandı.

“İkna edin, bilinçleri kapanmadan da müdahale edebiliriz”

Hastanede açık görüş yapmalarına “Hastane kuralları böyle” denilerek sürekli zorluk çıkarıldığını söyleyen Beyza Gülmen, ikinci görüşün ardından hastane doktorlarının kendisiyle görüşmek istediğini söyledi.

Gülmen bundan sonraki süreci şöyle anlattı:

“Bu arada biz refakatçi için başvurumuzu yaptık. Nuriye ve Semih hastaneye götürüldükten hemen sonra dilekçe verdik. Sonra bugüne kadar hiçbir şekilde savcı ile görüşemedik. Ya savcının kalemi ile ya da vekili ile görüşebildik.Sonra bizden rapor istediler. Numunenin raporunu kabul etmediler. Kampus Hastanesi’nin raporunu istediler. Sonra oradan rapor alındı. Bu seferde Numune ve Kampus hastanesinin doktorları ile bir kurul oluşturacaklarını ve bu durumu görüşeceklerini söylediler. Biz iki hafta bunu bekledik. Bir oyalama süreci ile karşılaştık.

Bu hafta gittiğimizde doktorlar aradı. Gittik, konuştuk. Genel konuşma ‘İkna edin, biz zorla müdahale etmek zorunda kalmayalım’ şeklindeydi. Bilinçleri kapanmadan da müdahale edebileceklerini söylediler. Bizi alttan alta tehdit ettiler. Bana ablamın kilosu ile ilgili bilgi verdiler. ‘Kilosu boyuna göre çok az. Bir şey olursa müdahale ederiz’ dedile”

Nuriye Gülmen’e kendisinin, Semih Özakça’ya ise Sultan Özakça’nın refakat edeceğini belirten Beyza Gülmen şu bilgileri paylaştı:

“Doktorlara, ‘Siz kurul kuracakmışsınız, refakatçinin şartlarına karar verecekmişsiniz’ dedim. Bir şeyden haberleri yoktu, yüzüme baktılar. Savcı ile görüştükten sonra öğrendik ki; Bakanlık bizim hakkımızda istihbarat topluyormuş. Bizim eylemlere katılıp katılmadığımız araştırılıyormuş. Savcı, ‘Açıkça size söyleyeyim, siz örgütün eylemlerine katılmışsınız. Örgüt evinde kalmışsınız’ dedi. ‘Örgüt evi’ dediği de Acun ablanın evi. Böyle saçmalıklar yaşadık. Refakatçi olmak için bile yoğun mücadeleler verdik”

Beyza Gülmen refakat edebilecekleri için mutlu olduklarını ifade ederek şunları söyledi:

“Tek başına orada yaşamlarını sürdürmeleri çok zor. Kendi ihtiyaçlarını karşılamıyorlar. Odasını kendi temizlemek zorunda kalıyor. 150 günü geçen açlık grevi için çok zor koşullar. O yüzden mutluyum. Birlikte güzel vakit geçirebileceğimizi düşünüyorum. Hem iyi anlaşıyoruz zaten. Ben ona yardımcı olacağım. Moralinin yüksek olmasını sağlayacağım”

Esra Özakça’nın açlık grevi 85’inci gününde

Gülmen ve Özakça’nın tutuklanmasının ardından açlık grevine başlayan Esra Özakça’nın açlık grevi ise 85’inci gününde. 48 kiloya düşen Esra Özakça ev hapsinde bulunuyor. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu