GüncelKadın

KBDH | “Faşizmi ve erkek egemenliğini yıkacağız! İleri, daha ileri!”

KBDH yazılı bir açıklama yaparak “faşizmi ve erkek egemenliğe karşı” direniş çağrısı yaptı.

Taliban sözcüleri kadın haklarını şeriat kanunu çerçevesinde tanımlayarak gerçek yüzünü göstermiştir. Gerçekte olacak olanlar halihazırda oldukça sınırlı olan kadınların haklarının bütünüyle ortadan kalkması, kadınlara örtünme zorunluluğu, kadınların yalnız dışarıya çıkmasının ve çalışmasının engellenmesi, çocuk istismarı ve taşlayarak öldürülme anlamına geleceği çok açıktır.” ifadeleri kullanıldı.

Kadın cinayetlerine vurgu yapan KBDH “İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesiyle birlikte artan kadın cinayetleri, cinsel saldırı faillerinin serbest bırakılması nedeniyle Eda Nur’un intihar etmesi, Aleyna Çakır cinayeti faili Ümit Can Uygun’un DNA raporlarına rağmen serbest bırakılması, ardından yine başka bir kadının faili olarak yeniden gözaltına alınması, Azra için yapılan kayıp başvurusuna bile devletin iki gün boyunca tabiri caizse kılını dahi kıpırdatmaması, aslında devletin failleri nasıl koruduğunu alenen ortaya koyuyor. Muhafazakar faşist AKP iktidarı kadını aile kurumunun içine hapsederek şiddet faillerini, çocuk istismarı faillerini koruyarak kadın düşmanı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.” dedi.

Açıklamada, “Emperyalist kapitalist sistem dünya planında önemli bir hegemonya kaybı içerisindedir. Başta ABD, Rusya ve Çin emperyalizmi arasındaki rekabet ilişkileri söz konusu olduğunda  aralarında hegemonya kaymaları dünya planında gerçekleşen her gelişme de bir düzeyde kendini göstermektedir. Ekonomik, siyasi ve askeri gelişmeler dünya kapitalist sisteminin insanlığın geleceği için bir umut teşkil etmediğini gözler önüne sermektedir. Dünyanın her yerinde sömürü, işgal ve savaşlar bütün şiddetiyle yaşanırken emperyalist sistem bu sorunlar karşısında eskisi kadar etkili ve belirleyici müdahaleler yapmakta zorlanmaktadır.

Koronavirüs pandemisi dönemi emperyalist kapitalist sistemin açmazlarını daha güçlü bir şekilde gözler önüne sermiştir. Sistem insanların sağlık haklarını piyasa öznesi haline getirdiği için can kayıpları ve pandeminin yayılması bir türlü durdurulamamıştır. Koronavirüs pandemisi sürecinde aşı temini meselesi de büyük bir kriz haline gelmiş dünyanın birçok ülkesinde aşıya ulaşma imkanları başarısız olmuştur.” denildi.

KBDH açıklamasında, dünya üzerinde gelişmelere dair değerlendirmeler yaparak,  “Gelişmeler gösteriyor ki özellikle Ortadoğu coğrafyasında hegemonya savaşları daha da derinleşerek devam edecektir. Suriye iç savaşı ve Rojava devriminin varlığı bölge ve dünya planında bir çok aktörün dahil olduğu önemli bir hegemonya mücadelesini içermektedir. DAİŞ ve diğer çeteler Rojava devrimi tarafından yenilgiye uğratılmıştır. Ancak devrim topraklarında faşist Türk devleti başta olmak üzere işgal tehdidi devam etmektedir.” denildi.

Açıklamada, ”

Son süreçte gelişen Taliban’ın Afganistan topraklarını ele geçirmesi hem Afgan halkı için hem de özellikle kadınlar ve ezilen cinsel kimlikler açısından kaygı verici bir gelişmedir. Taliban sözcüleri kadın haklarını şeriat kanunu çerçevesinde tanımlayarak gerçek yüzünü göstermiştir. Gerçekte olacak olanlar halihazırda oldukça sınırlı olan kadınların haklarının bütünüyle ortadan kalkması, kadınlara örtünme zorunluluğu, kadınların yalnız dışarıya çıkmasının ve çalışmasının engellenmesi, çocuk istismarı ve taşlayarak öldürülme anlamına geleceği çok açıktır.

AKP-MHP faşist iktidarında cisimleşen patriyarkal kapitalizm kadınlara aile dışında yaşam alanı bırakmayan, keza aile içinde de kadınların yaşam hakkını şiddetle tehdit eden, kadının hane içi emeği sömürüsünü yoğunlaştıran yapısıyla kadınlara yönelik saldırılarını arttırılarak devam ettiriyor.  Bu erkek ve devlet şiddetinin bir yanı İstanbul sözleşmesi gibi kadınların yasal haklarının ortadan kaldırılması ve bu açıdan cezasızlıkla birlikte erkek şiddetinin çok boyutlu artmasıdır. Son süreçte yaşanan kaçırmalar, cinayetler şiddetin geldiği aşama erkek ve devlet şiddetinin görünürlüğü daha fazla artmış durumdadır.

LGBTİ+ları hedef göstererek şiddete ve baskıya maruz bırakması, Deniz POYRAZ’ın katledilmesi, hem Kürt kadınlarına hem de devrimci kadınlara yönelik saldırıların bir örneğini oluşturuyor. Yunanistan Türkiye sınırında bir LGBTİ aktivistinin, Rojava Nusaybin sınırında bir kadın ve çocuğun Türk ordusu askerleri tarafından tecavüze ve işkenceye maruz kalması, Konya’da katledilen Kürt kadınları, Ege’de, Karadeniz’de, Marmara’da, Akdeniz’de, İç Anadolu’da ırkçı şoven linçlere, tehditlere uğrayan Kürt, alevi kadınlara yönelik saldırılar, faşist ve cinsiyetçi saldırı konseptinin, konjonktürün ihtiyacına göre uygulanacağının örnekleridir. Muhalif kadınlara yönelik gözaltı, zindan saldırıları ve direnişlerini faşist işkence saldırılarıyla karşılama, silahlı mücadelede yer alan, faşizme ve işgal saldırılarına karşı savaşan gerilla kadın çizgisini kırma, tasfiye etme en temel stratejisidir. Toplam saldırıları, faşizmi ve erkek egemenliğini yıkabilecek militan bir kadın hareketini engellemek, milis, gerilla temelli bir mücadelenin tasfiyesini amaçlamaktadır.” değerlendirmeleri yer aldı. “

“Faşizmi ve erkek egemenliğini yıkacağız! İleri, daha ileri!”

KBDH açıklamasında,

“Ciddi bir kriz içerisinde debelenen faşizm sınıf hareketini, Kürt mücadelesini, devrimci mücadeleyi, kadın kurtuluş hareketini kendi bekasını korumak için kuşatmaya çalışıyor. Bu artan saldırıların asıl sebebi tüm bu yaşanan saldırılar karşısında toplumun diğer kesimlerinde olduğu gibi kadınların da kadın özgürlük mücadelesinden vazgeçmemeleridir. Türkiye’de kadın düşmanlığının cisimleşmiş hali AKP-MHP faşizmine karşı isyanda aynı azimle yürütülüyor.

AKP- MHP faşizminin kadın düşmanı gerici karakterinin bu süreçte kendini daha açık ortaya koyması kadınların öfkesini derinleştiriyor. İstanbul sözleşmesinden geri çekilme hamlesine, erkek egemen baskılara, artan kadın cinayetlerine ve erkek egemen faşist devlete karşı kadınlar cüretleri, cesaretleri ve tekmeleri ile 1 temmuzda istiklal caddesinde barikatları yıkmasını da erkek egemen sisteme yönelik bir uyarı olarak okumak gerekiyor.

Fiili meşru mücadelede polis barikatlarını zorlayan ve aşan düzey önemli bir kazanımımızdır. Farklı eylem  taktikleriyle zenginleştirmek, yasaklı alanları, polis barikatlarını aşmak, kadın hareketine politik cesaret ve moral kazandırmak anın, dönemin görevidir.

Düşmanın polis, asker ve AKP’li-MHP’li faşist çetelerini geldiklerine geleceklerine pişman eden, devrimci şiddet eylemlerini uygulayan kadın milislerinin örgütlenmesini başarmak harekete yeni ileri bir düzey katacaktır.

Bugün KBDH’a düşen en yakıcı görev fiili meşru zeminde, kadınların özgürlük eyleminin ancak kendi devrimci eylemleriyle gerçekleşebileceği bilinciyle hareket etmektir. Kadınların askeri eylemler içinde olması erkek egemen sistemin kadın mücadelesini hapsetmek istediği sınırları parçalayacaktır. KBDH olarak devrimci hamle çerçevesinde gerilla alanlarında, kentlerde milis eylemleriyle ve devrimci kitle eylemleriyle faşist rejimi ve ondan güç alan patriyarkal kapitalizm ve onun kurumları hedef alınmalıdır. Faşizmi ve erkek egemenliğini yıkacağız! İleri, daha ileri!” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu