H. Merkezi: Van F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde TKP/ML davasından tutsak bulunan Kadir Karabak ile MKP davasından tutsak bulunan Esat Naci Yıldırım maruz bırakıldıkları hak ihlallerini protesto etmek amacıyla açlık grevi eylemi başlatmış, 17 Eylül tarihinde ise eylemi ölüm orucuna çevirmişlerdi. Tutsakların ölüm orucu eylemi, 120. gününe girdi.
TKP/ML dava tutsağı Kadir Karabak Yeni Yaşam gazetesine gönderdiği mektupta maruz bırakıldıkları hak ihlallerini yazdı.
“Bu hak ihlallerini bir bir yazmaya kalksak, bir kitap rahatlıkla yazılabilir” diyen Karabak, ihlaller arasında, hücrelerinde gün aşırı baskın tarzında aramalar yapıldığını, ayakta sayımın dayatıldığı, gönderdikleri ve onlara gelen mektuplara keyfi olarak el konulduğu, tercüman olmaması gerekçe gösterilerek Kürtçe yazılan mektuplara, kitaplara vb. el konulduğu, bazen çamurlu olarak akan suyun dahi paralı hale getirildiği ve havalandırmanın tel kafesle kapatıldığını belirtti. Adalet Bakanlığı’nın talimatı hapishane idaresiyle yapılan görüşmelerden sonuç alamadıklarını belirten Karabak, idarenin uygulamalarının Adalet Bakanlığı’nın talimatı olduğunu aktardı.
Sonuç alınıncaya dek eylemlerini sürdüreceklerini vurgulayan Karabak, sağlık sorunları yaşadıklarını belirterek, refakatçi eşliğinde temizlik gibi ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini aktardı. Politik tutsakları yıldırma amacıyla hak ihlallerinin uygulandığını vurgulayan Karabak, “tecrit politikasını egemenlerin hapishane politikalarından bağımsız ele almak kesinlikle yanlış olur” diyerek bunun sindirme politikasının parçası olduğunu vurguladı.
Leyla Güven’in eylemi
Karabak mektubunda, tecride karşı 68 gündür açlık grevinde olan Halkların Demokratik Partisi(HDP) Hakkari milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in eylemini selamlayarak, “Vekil olmasının ötesinde bir kadın, anne olarak bu iradeyi göstermesi aynı zamanda eğitici ve öğretici niteliktedir” mesajını gönderdi.
Talepler
Tutukluların talepleri şöyle; “Havalandırmaların üstünü tel örgüleri ile kapattıklarından görebildikleri tek açık alan olan gökyüzü maviliğini de artık tel örgüleri ile çevirdiklerini, bu tel örgülerinin derhal kaldırılması. Sabah ve akşam olmak üzere günde 2 defa hücreye girilip her şey altüst ediliyor. Her gün standart sabah akşam 2 defa hücrelerin aranmasına son verilmesi. Yasal ve bandrollü olmasına rağmen gazete ve kitapların hiç verilmediğini, bu kısıtlılığın derhal kaldırılıp kitaplarının verilmesi. Herhangi bir ideolojik içerik olmamasına rağmen ailemize yazdığımız sıradan mektuplara bile el koyulmakta, göndermemekteler ve gelen mektuplar verilmemekte. Bu fiili mektup yasağının derhal sonlandırılarak mektupların verilmesi”
