GüncelManşet

İNCELEME |Şeker Gibi Özelleştirme!

H. Merkezi: Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi bir kez daha gündemde. Devlet sahip olduğu 25 şeker fabrikasından14’ünü özelleştirmek, satmak için ihale açtı. Fabrika bazında ihaleler nisan ayında yapılacak.

Şekerde özelleştirmenin sonuçları sadece fabrikaların satılmasıyla sınırlı değil. Faaliyet gösterdiği kentin lokomotifi konumundaki bu fabrikaların satışından pancar üreticisi köylüler, fabrikada çalışan işçi, bölge esnafı, hayvancılık yapan köylüler ve fabrikalarla ilişkili pek çok sektör doğrudan etkilenecek.

Özelleştirmenin yaratacağı tahribatı, yıkımı anlamak için şeker sektörüne yakından bakmak faydalı olacaktır. Türkiye’de ve dünyada şeker piyasasında neler oluyor? Böyle bir piyasada özelleştirmenin sonuçları ne olur?

Bu sorulara yanıt bulmaya çalışalım.

Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ’nin 2016 Sektör Raporu’na göre, 2016-2017 döneminde dünya şeker üretimi 168 milyon ton, tüketimi ise 174 milyon ton civarında. Yaklaşık 6 milyon ton arz açığı var. Dünyada daha fazla tüketim, ticaret dengesinde daralma, stok-tüketim oranında kritik seviyede düşüş var. Böyle bir dönemde şeker fabrikalarını özelleştirerek şeker üretiminden vazgeçmek daha pahalıya şeker ithal ederek tüketmek anlamına geliyor. Dünya beyaz şeker fiyatlarının 2016’da yüzde 34 oranında arttığı dikkate alındığında ithalata olan bağımlılık gelecekte çok büyük sorunlar yaratacaktır. Kaldı ki, şeker ithalatçısı ülkeler üretimlerini artırmak için büyük yatırımlar yapıyor.

Dünyada şekerin yüzde 77’si kamıştan,yüzde 23’ü pancardan elde ediliyor. Türkiye’nin kamıştan şeker üretim olanağı olmadığına göre, pancardan vazgeçmesi, şekerden vazgeçmesi anlamına geliyor. Dünyada kalorili tatlandırıcılar sakaroz ve nişasta bazlı olmak üzere iki ana grupta yapılıyor. Sakaroz kökenli şekerler pancar ve kamıştan, nişasta bazlı şekerler ise mısır, buğday ve patates gibi yine tarımsal kökenli ürünlerden elde ediliyor. Ancak, mısır bu işin lokomotifi. Yüksek fruktozlu mısır şurubu pancardan elde edilen şekere alternatif olarak kullanılıyor.

 

Şekerde Dünya ve Türkiye’de Durum Ne?

Dünyada mısır şurubu üretiminde 7,6 milyon tonla ilk sırada yer alan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) aynı zamanda genetiği değiştirilmiş (GDO) mısır üretiminde de lider konumda.

Türkiye’de üretimi yasak olan genetiği değiştirilmiş mısır şimdilik sadece yem amaçlı olarak ithal ediliyor. Türkiye’nin fabrika özelleştirmeleri ile pancar üretiminden çekilmesi genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edilen mısır şurubuna kapılarını açması anlamına geliyor. Türkiye’de Türkşeker (Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ.) bünyesinde devlete ait 25 şeker fabrikası var. Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği’nin (Pankobirlik) 5 şeker fabrikası var. Ayrıca özel sektöre ait 3 şeker fabrikasıyla birlikte toplamda 33 şeker fabrikası var. Pazarda devletin payı yüzde 50 civarında.

Nişasta bazlı şeker üreten ve iç piyasaya satışını gerçekleştiren 5 özel sektör kuruluşu var. Şeker Kanunu kapsamında kota tahsis edilen bu şirketlerin toplam üretim kapasitesi 990 bin ton. Ayrıca kota kapsamında yer almayan ve ihracat amaçlı 350 bin ton kapasiteye sahip 5 özel şirketin ihracata yönelik üretimi bulunuyor.

Şeker Yasası’nda nişasta bazlı şeker kotası yüzde 10 olmasına rağmen Bakanlar Kurulu’na yüzde 50 artırma veya yüzde 50 düşürme yetkisi var. Bu yetki hep kota artışı için kullanıldı. 2011-2012 üretim yılında kotadaki artış %35, 2012-2013 döneminde %38, 2014-2015’te %30 ve 2015-2016 döneminde %25 oranında artış yapıldı. Şeker fabrikaları satıldığında, pancar üretimi azaldığında kotaların artırılması bir yana, şekerleme sektörü şeker bulamıyor denilerek yasa değişikliği ile kota serbest bırakılabilir. Yurt içine arz edilecek nişasta bazlı şeker üretiminde yerli mısır kullanım zorunluluğu da kaldırılabilir.

Avrupa Birliği’nde toplam şeker üretiminin sadece yüzde 5,1’i nişasta bazlı şekerden oluşuyor. Şeker reformu ile Fransa, Hollanda, İngiltere gibi birçok ülke nişasta bazlı şeker üretiminden çekildi.

şeker fabrika

 

Özelleştirme Marifetiyle Yıkımda Sıra Şeker Fabrikalarında!

Türkiye’de özelleştirmeler dünyadaki uygulamalarının aksine tarım kuruluşları ile başladı. Türkiye Süt Endüstrisi Kurumu, Et ve Balık Kurumu, Yem Sanayi gibi hayvancılığı ayakta tutan kurumlar özelleştirildikten sonra hayvancılıkta nasıl dışa bağımlı hale geldiğimiz biliniyor.

Milyarlarca dolarlık ithalata rağmen et fiyatı düşürülemiyor. Hayvan varlığı artırılamıyor. Milyarlarca liralık teşvik paketlerine, hibe ve desteklere, kredilere rağmen hayvancılıkta TC dışa bağımlılıktan kurtulamıyor. Bunun temelinde ise açık ki özelleştirme var. Hatırlanacağı üzere, özelleştirilen süt fabrikaları, yem fabrikaları, Et ve Balık Kurumu kombinalarının yerine alışveriş merkezleri yapıldı. Şeker fabrikalarının da sonu da farklı olmayacak.

Türkiye, şeker ihraç eden ülke olmaktan çıkıp şeker ithal eden ülke olacak.

Özetle, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın deyimi ile “40 kere düşünülmesi gereken” bir konu. Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile, pancar üreticisi, şeker tüketicisi, fabrika çalışanları, yöre halkı-esnaf, hayvancılık sektörü, alkol ve maya üreticileri işsizlik ve yoksulluk sarmalına daha fazla itilecek.

 

“Üretim Devam Etsin” Diye Şeker Fabrikaları Özelleştiriliyor

Maliye Bakanı Naci Ağbal, şeker fabrikaları ile ilgili yaptığı açıklamada pembe bir tablo çizerek Şeker fabrikaları 5 yıl sonra da ayakta kalacak” dedi.

Ağbal, Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi ile ilgili tüm taraflarla görüşmeleri tamamladıklarını dile getirerek şöyle konuştu:

Şeker fabrikaların özelleştirilmesi ihalesinde katılımın yüksek olmasını amaçlıyoruz. Şeker fabrikaları 5 yıl sonra da ayakta kalacak

Ağbal, AKP iktidarı döneminde gerçekleştirilen özelleştirmelerle ortaya çıkan yıkımı görmezden gelerek şu vaatlerde bulunuyor:

Şeker fabrikaları ile ilgili üretim devam etsin. Şartnameye bunu sağlayacak hükümler koyduk. Şeker pancarının da şeker fabrikalarının üretimi sağlayacak şekilde garanti edecek hükümler koyduk. Hiçbir yatırımcı bu kadar sermayeyi bağladıktan sonra, arz ve talebin olduğu bir yerde üretim yapmamayı tercih etmez. Teminatlar getirdik.

cargill

Cargill; “Bunlar birtakım Uydurmalar!”

Şeker fabrikalarının özelleştirilmesine yönelik tepkiler devam ederken gıda tekeli Cargill’den bir açıklama geldi. Cargill’in özelleştirme öncesinde AKP’li yetkililerle bir araya geldiği ve özelleştirme programının birlikte yapıldığı basına yansımıştı.

Hükümetin Şeker Kurulu’nu kapatıp hemen ardından da 14 şeker fabrikasını özelleştirme kararı almasında ABD’li nişasta bazlı şeker (NBŞ) üreticisi Cargill’in etkili olduğu uzun süredir tartışılıyor. Şirket konuya ilişkin yaptığı açıklamada,

Gerek kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesi, gerekse Şeker Kurumu’nun kapatılarak görevlerinin Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’na devredilmesi ile ilgili gelişmelere dair herhangi bir müzakereye dâhil olmuş değiliz ifadelerine yer verildi.

Ne var ki kamuoyuna yansıyan bilgiler şirketin söz konusu açıklamasını yalanlar nitelikte.

Bu açıklamanın hemen ardından Cargill’in Ocak 2018’de yayımladığı rapor basına yansıdı. Raporunda kotaların kaldırılmasını, şeker fabrikalarının özelleştirilmesini ve kamunun yapacağı her türlü çalışmaya paydaş olarak katılmayı isteyen Cargill’e göre, özelleştirme halinde Türkiye daha hızlı büyüyecek, üretim, istihdam ve ihracat artacak, hükümet de daha fazla vergi toplayacak.

Aynı raporda özelleştirme halinde, halen yüzde 10’la sınırlanan NBŞ üretiminin yüzde 50’lere yaklaşacağı da itiraf edildi.

Cargill, “Şeker Piyasası, Mevcut Durum ve Değerlendirme Raporu- Ocak 2018” isimli raporunda şeker üretimi, kotalar ve özelleştirme konusunda Türkiye’ye 3 farklı senaryo çiziyor. Şeker üretiminin büyük bölümünün kamunun elinde olduğu mevcut şeker piyasası için ‘Olabilecek en kötü durum’ tanımlaması yapılan Cargill raporunda Türkiye’ye, ya kotaların tamamen kaldırılması, ya kamunun elindeki şeker fabrikalarının satılması ya da kotaların otomatik olarak arttırılarak NBŞ’nin önünün tamamen açılması şeklinde 3 farklı model önerildi.

seker fabrikasi

Yeter ki Özelleştirin;

Türkiye Büyüyecek İşsizlik azalacak

Cargill’in kendi ürettiği NBŞ’nin önünü açacak ve pancardan şeker üretimini önemli ölçüde azaltacak 3 önerisi arasında yer alan özellikle ‘Tam serbestleşme ve özelleştirme’ senaryosu adeta bugünkü özelleştirmelere ışık tutuyor.

Cargill’in raporuna göre, pancar fabrikalarının satılması halinde Türkiye daha hızlı büyüyecek, işsizlik azalacak, hükümetin vergi gelirleri artacak. İşte Cargill’in şeker fabrikalarının satılmasını istediği rapordaki kritik öneri ve tespitler:

 

* Bu modelde kota rejiminin bütünüyle kaldırılması ve kamu sermayeli Türkşeker’in elinde bulunan şeker fabrikalarının özelleştirilerek devletin bu alandan bütünüyle çıkması sonucunda ortaya çıkacak ekonomik gelişmeler ele alınmaktadır.

* Özelleştirme ekonominin büyüme performansı üzerinde pozitif bir etki yapacak, 2023 yılına kadar 32.7 milyar liralık reel büyüme etkisi, yüzde 0.1 ila 0.04 puan arasında bir reel büyüme hızı artışı sağlayacaktır.

* Özelleştirme sonrası verimlilik artışının da etkisiyle 2023 yılına kadar toplam 184 bin 513 kişilik ilave istihdam artışı olacaktır.

*Bu dönüşümün ihracat katkısı 4 milyar dolar, kamuya vergi artışı sayesinde sağlayacağı ilave kaynak 1.8 milyar lira olacaktır.

* Kotaların kaldırılması ve özelleştirme halinde şekerin kilogram fiyatı 3.3 liradan 2023 yılında 2.1 liraya düşecektir.

 

NBŞ, Şeker Pazarının Yarısını Ele Geçirecek

Cargill’in raporuna göre, kotaların tamamen kaldırılıp şeker fabrikalarının özelleştirilmesi halinde, halen 980 bin ton kapasiteye sahip Türkiye’deki nişasta bazlı şeker (NBŞ) üretimi 700 bin ton artarak 2023 yılında 1 milyon 590 bine yükselecek.

Sağlık Kurulu raporunda kısırlıktan kansere kadar birçok alanda insan sağlığına zararlı olduğu belirtilen NBŞ, kota engeli nedeniyle bugün 260 bin ton civarında üretiliyor. Bu da toplam şeker üretiminin yaklaşık yüzde 10’una karşılık geliyor.

Cargill’in önerisinin gerçekleşmesi, yani kotaların serbest bırakılıp pancar şekeri fabrikalarının özelleştirmesi halinde ise pancar şekeri üretimi 2.82 milyon tondan 3.28 milyon tona çıkacak, ancak NBŞ’nin pancar şekerine oranı yüzde 15’ten yüzde 48.5’e yükselecek.

Dolayısıyla NBŞ, Türkiye şeker pazarının yaklaşık yarısını ele geçirmiş olacak.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu