GüncelManşet

PAYLAŞIM SAVAŞI-1 | Emperyalistlerin kanlı dövüş alanı Suriye’ye ABD saldırısı

Dünyayı savaşlarla paylaşan emperyalist-kapitalist düzenin çatışma alanı Suriye’ye ABD-Fransa-İngiltere tarafından sabah saatlerinde saldırı düzenlendi. Kendisini “dünyaya bekçi” tayin eden ABD “kimyasal silah kullanımına karşı caydırıcılık” amacı güttüklerini açıklarken İngiltere “Suriye’nin iç savaşına müdahil değiliz ama güç kullanmaktan başka çare yok açıklaması yaptı. Fransa ise sosyal medyadan kimyasal silah kullanımına dair kanıt toplayarak “Kesinlikle müsamaha gösteremeyiz” dedi.

H. Merkezi: Sabah saatlerine doğru ABD Başkanı Donald Trump, Suriye’ye dönük saldırı başlattıklarını, saldırıya da İngiltere ve Fransa’dan destek aldıklarını duyurdu. Suriye’de yeni bir dönemin başladığını gösteren bu saldırıya NATO’dan Almanya ve Türkiye’den de destek gecikmedi. Rusya ve Suriye rejiminin karşı açıklamalarıyla gerilimin tırmandığı Suriye’de yaşananlar bir paylaşım savaşının başlangıcını mı yoksa bir dönemin sona erdirilme çabasını mı yansıtıyor? Bunu zaman gösterecek…

7 Nisan’da Suriye rejiminin, Doğu Guta’da cihatçıların elinde kalan son yerleşim yeri olan Duma’da kimyasal saldırı düzenlediği iddia edildi. El Kaide bağlantılı “Beyaz Miğferliler” (White Helmets) adlı “sivil savunma” grubu saldırı sonucu 78 kişinin hayatını kaybettiğini öne sürerken, Londra merkezli, muhalif Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ise kimyasal saldırı olmadığını ancak hava saldırısı sonucu “barınakların insanların üzerine düşmesi” nedeniyle 40 kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Suriye’de iç savaşın başladığı günden bu yana, yani yaklaşık 6 yıldır, her türlü kimyasal silahın halk üzerinde hem rejim hem de Suriye coğrafyasında yeni bir paylaşım dönemi için kapışan emperyalist-kapitalist güçleri denenmiş; sayısız katliam ve göçe zorlama ile milyonlarca insanın hayatı yerle bir edilmiş olmasına karşın bu son saldırı, ABD’nin “sabrını taşıran son damla” olmuş anlaşılan!

 

Dünyanın “bekçisi” ABD “kimyasal silaha karşı”!

Suriye’de savaşın başlaması öncesi ve başladığı andan itibaren savaşa benzin döken ülkelerden Türkiye’nin de aralarında olduğu çeşitli ülkeler, son kimyasal saldırı iddiasına dört elle saldırmış ve “birilerinin buna gereken cevabı vermesi gerektiğini” yüksek sesle dillendirerek efendilerine çağrılarda bulunmuşlardı.

Bunun üzerine ilk olarak İsrail, 8 Nisan’da Suriye’nin T-4 Hava Üssü’nü yönelik füze saldırısı gerçekleştirmiş, ardından ise bir süredir kolları sıvamış halde bekleyen ABD, bu sabah saatlerine doğru harekete geçerek sınırlı bir operasyona başladı. Keza “iki kutuplu dünya” temsilcileri olan ABD ve Rusya emperyalist blokları arasındaki restleşme, ABD’nin müttefiki olarak hareket edenlerle ABD arasında “nihai bir karara varılamaması” nedeniyle başta ABD olmak üzere bugün saldırıyı düzenleyen emperyalist-kapitalist güçleri saldırılarını sınırlamaya sevk etmiştir.

İngiltere ve Fransa’nın destek verdiğini bugünkü saldırının amacını “kimyasal silahların üretim, yayılım ve kullanımına karşı güçlü bir caydırıcılık oluşturmak” olarak tanımlayan Trump, “Harekat, Rusya’nın Esad’ı kimyasal silahlardan uzak tutmak konusundaki acziyetinin direkt sonucu” derken, onun açıklamalarını Theresa May ve Emmanuel Macron’un açıklamaları izledi.

 

İngiltere “Suriye’de güç kullanmaktan başka çare yok ama kesinlikle iç savaşa müdahil değiliz”

İngiltere Başbakanı Theresa May, açıklamasında, “Suriye’ye karşı güç kullanmaktan başka alternatif yok” dedi. May, Suriye hükümetinden başka hiçbir grubun Duma’da geçen hafta düzenlendiği belirtilen kimyasal silah saldırısını düzenlemiş olamayacağını söyledi.

Kendi desteklerini ve bu konudaki suç dosyasının kabarıklığını unutan May “Suriye rejiminin kendi halkına karşı kimyasal silah kullanmak konusunda korkunç bir sicili olduğunu biliyoruz” dedi. May ayrıca, Suriye hükümetine karşı harekete geçmenin “hem haklı hem de yasal olduğunu” belirtirken, saldırının Suriye’deki iç savaşa müdahil olmayı amaçlamadığını vurguladı.

 

Fransa “Sosyal medyadan baktık, kimyasal var, kesinlikle müsamaha edemeyiz!”

Daha önce Libya’da iç savaşın aktif bir katılımcısı ve katliamcısı olan Fransa’nın Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, açıklamasında “Suriye’de kimyasal silah kullanımının normalleşmesine müsamaha edemeyiz” derken Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, saldırının devam etmeyeceğini belirtti. “Şam hükümetinin kırmızı çizgiyi aşması durumunda yeni saldırıların olabileceğini hesaba katması gerektiğini” söyledi.

Diğer yandan Fransa Savunma Bakanlığı, Suriye’nin kimyasal silah programı yürüttüğüne dair iddiaların yer aldığı bir istihbarat raporu yayımlayarak bu iddialarının kaynağının sosyal medya olduğunu itiraf etti!

“Fransa ve müttefikleri tarafından toplanan materyaller, Suriye rejimini 7 Nisan’daki saldırıyla ilgili suçlamak için yeterli miktarda kanıt sunuyor” denilen raporda “Fransız uzmanlar, görgü tanıklarının kanıtlarını, saldırıdan sonraki saatlerde ve günlerde özel internet sitelerinde, basında ve sosyal medyada çıkan fotoğraf ve videoları, ayrıca istihbarat servislerinin kanıtlarını analiz etti” ifadeleri kullanıldı.

 

Merkel’den Suriye saldırısına ilişkin açıklama

Saldırıya direkt katılmayan ama Suriye’deki iç savaşa dolaylı yollardan detsek vererek burada pay kapma yarışında olan bir diğer ülke olan Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel de saldırıya ilişkin açıklamalarda bulundu. Merkel, “Suriye rejimini başka ihlallere karşı uyarmak amacıyla yapılan askeri operasyon gerekli ve orantılıydı” dedi.

DW’nin haberine göre Merkel, söz konusu saldırının rejimin kimyasal saldırı yeteneğini kesmeyi ve Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’nin tekrar ihlal edilmesini engellemeyi” amaçladığını iddia etti. Merkel, Amerikalı, İngiliz ve Fransız müttefiklerimizin BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri olarak bu sorumluluğu üstlenmesini destekliyoruz” diye konuştu.

 

{gallery}paylasim savasi 1{/gallery}

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu