Suriye’de süregelen savaşın birçok evrede seyir izlediği, bölgesel ilişkilere bağlı olarak gelişim gösterdiği veya gerilediği bilinmektedir. Emperyalistler arası bu ilişkilerin her değişiminde değişmeyen tek bir gerçek var ki o da, Ortadoğu halklarına dönük katliamlardır. Tarihin çöplüğünden çıka gelen tekfirci, ideoloji ve türevleri bölgede Ortaçağ düşüncelerini yaymaya çalışmaktadır. Adeta Ortadoğu’yu Ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen DAİŞ ve türevi örgütler özellikle bölgede askeri, ekonomik siyasi tüm hamlelerini emperyalizmin imtiyazları şeklinde atarken katliamları ise İslami düşünce kapsamında yapmaktadır.
Bölgeyi Hristiyan ve Şiilere dönük bir cehenneme dönüştüren tekfircilerin yeni katliam bölgesi Şiilerin yoğun yaşadığı Foa ve Keferya oldu. Uzun süredir Baas rejimi ve Hizbullah ile bölgede ateşkes sağlanırken bu ateşkes yakın zamanda bozuldu. TC, Suudi Arabistan, Katar ve Ürdün tarafından örgütlenen Nusra Cephesi ve Ahraru’ş Şam adlı grupların liderliğindeki Fetih Ordusu bu bölgede ciddi katliamlar gerçekleştiriyor. Tekfirci örgütlerin Lübnan sınırındaki Zebedani bölgesine yönelik operasyonlarının ardından İdlib’in Foa ve Keferya beldelerini hedef alması bölgede büyük tedirginlikler yarattı. Zira katil sürülerinin bu bölgeye girmesi halinde Suriye savaşında yaşanacak en büyük katliamı beklenmektedir.
Neden Foa ve Keferya?
2011 yılında başlayan çatışmalarda nüfusunun 10 bin olduğu belirtilen Foa ve Keferya, hem toplumsal dokusu hem de İdlib’de ele geçirilemeyen tek yer olması bakımından silahlı gruplar açısından önem taşıyor. Tüm bunların yanında bölge aynı zamanda lojistik destek anlamında bir hat görevi görürken aynı zamanda bölgede uzun süredir tekfircilere karşı savaşan Hizbullah örgütünün askeri kaynakları ve gücü kesmeyi hedeflemektedir. Yani sonuç olarak Foa ve Keferya’ya dönük saldırı Suriye savaşında stratejik bir yer tutmaktadır.
Her ne kadar basında “Şii köyleri” diye anılsa da Foa ve Keferya, hem silahlı grupların tehdidi sebebiyle binlerce Sünni’nin sığındığı bir yer olması hem de nüfusunun 40 bini aşması sebebiyle ne ‘Şii’ ne de ‘köy’ olma özelliği taşıyor. Krizin başlarında çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu 10 bin civarında bir nüfusa sahip olan Foa ve Keferya’nın şimdiki nüfusu 40 bindir. Başta Maarat Mısrin olmak üzere silahlı grupların kendilerine katılma teklifini reddeden binlerce Sünni’nin ve silahlı grupların tehditlerinden korunmak için civardaki köylerini terk eden Şiilerin sığınmasının bu beldelerin nüfusunun kısa sürede artmasına neden olduğu bilinmektedir.
Suriye ordusu ve Hizbullah’ın Lübnan sınırındaki Zebedani’de başlattığı operasyonlar, birkaç defa Foa ve Keferya’nın da dahil edildiği ateşkes girişimlerine konu oldu.
Türkiye sınırındaki Foa ve Keferya ile Lübnan sınırındaki Zebedani’yi aynı ateşkes içerisinde bir araya getiren temel etken, iki bölgede de savaşan tarafların aynı olmasından kaynaklanıyor.
DAİŞ’in de az sayıda militanı olmakla birlikte Zebedani’deki silahlı grupların büyük bir çoğunluğunu Ahrar Şam ve Nusra Cephesi grupları oluşturuyor.
Fetih Ordusu’nu oluşturan Nusra ve Ahrar Şam, Suriye ordusu ve Hizbullah’ın Zebedani’deki operasyonlarını durdurmak için nüfusunun çoğunluğunu Şiilerin oluşturduğu Foa ve Keferya’ya saldırarak denge kurmak istiyor.
