DünyaMakaleler

Çeviri | IŞİD’in Dönüşü*

Gelen haberler IŞİD’in yeniden ofansif hamlelere yöneldiğini doğruluyor. Ağustos başında bir ses kaydı yayınlayan El Bağdadi kendi örgüt üyelerine seslenerek sistematik bir şekilde saldırılarını yürütüme çağrısı yaptı[9]. Şimdiye kadar “kentlerden uzak olan çöllerde” yer bulan cihadistler, kendi memleketlerine geri dönerek halkın arasına karıştılar: “Bazı Irak köylerinde tekrardan köyleri yöneten karanlık yöneticiler haline geldiler”; “bir başka yerde günlük yaşam içine çıkma cesaretini gösterebiliyorlar”, “terör saldırılarının sayısı giderek artıyor”… Gelen bilgileri bu şekilde özetlenebilir. Batı’nın IŞİD’e karşı yürüttüğü savaş iflasın eşiğine geldi, tıpkı Afganistan- Hindukuş’ta Taliban’a karşı verdiği savaşın iflası gibi.

Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas’ın 17 Aralık’ta ki Bağdat ziyareti, IŞİD’in tekrardan güçlendirildiğine dair haberlerin gölgesinde yapıldı. Maas, Bağdat’ta ki yeni mevkidaşını ziyaretini, Berlin’in Irak’ta daha güçlü etkide bulunmak için “acil” ricalarını iletmek için gerçekleştirdi. Bunun yanında Maas, Siemens şirketinin milyarlarca Avroluk siparişlerini de iletmekten geri durmadı. Bağdat’taki mevkidaşı ise Almanya’da bulunan Iraklı mültecileri Irak’a geri çağırmayı ihmal etmedi. Irak devlet makamları sadece Sünni bölgelerde oldukça yavaş ilerleyen yeniden inşa konusunda sorumlu değiller, bunun da ötesinde Sünniler IŞİD’e karşı mücadele adı altında keyfi bir şekilde tutuklanmakta, işkenceler maruz kalmakta ve deliller sunulmadan ölüm cezasına çarptırılmaktadır. Yüksek düzeyde bir istihbarat elemanına göre bu “IŞİD’den intikam almak değildir”. İstihbarat elemanına göre bu “Sünnilerden alınan bir intikamdır”. Gözlemcilere göre bu durum yer altında ve illegal faal olan IŞİD’e yeni savaşçılar sağlayacak ve gelen bilgiler IŞİD’in yeniden saldırı için önemli adımlar attığını göstermektedir.

‘Dost ve Müttefik’

Bağdat’a yaptığı kısa ziyareti ile Heiko Maas, Berlin’in Irak’ta ki etki alanını daha fazla ve yeniden güçlendirme ihtiyacı duyuyor. Irak şu aşamada bir hükümet değişikliği yaşamakta ve sonuçları henüz net olarak görülen bir değişim olduğu söylenemez. Alman Dışişleri Bakanı’nın Bağdat’tan verdiği mesaj ise yeni Irak Başbakanı olan Abdul-Mehdi’yi güçlendirmek olduğuydu[1]; Alman Devleti’nin bir ‘dost ve müttefik’ olarak Irak’ın yanında olmaya devam edeceğini beyan etti. Bağdat ise sadece mali yardım konusunda umutlu değil. Ülke, savaşın yaratmış olduğu büyük yıkımların etkisi altında; Dünya Bankası yeniden inşa için gerekli olan meblağın 80 Milyar Avro’yu bulacağını duyurdu. Federal Almanya, Irak’a mali yardım sağlayan ülkelerin başında geliyor.

Siemens, General Electric’e Karşı

Oysa ki Berlin Bağdat’tan bedel bekliyor. Basına çıkan haberlere bakılırsa Alman Dışişleri Bakanı, Siemens’in büyük bir siparişi için oldukça büyük bir çaba harcıyor. Burada söz konusu olan ülkenin elektrik altyapısının yeniden inşa edilmesi: öncelikle bir kısmı yıkıma uğramış ve harap bir halde bulunan elektrik sisteminin onarılması ve yeni santrallerin devreye girmesi öncelikle bir ihtiyaç olarak belirleniyor. Belirlenen siparişin maddi değeri ise 13 Milyar Avro. Siemens’in bu hamlesinin yalnız olmadığı kendileri tarafından da görülmektedir. General Electric (GE)’in de bölgede aynı temelde atmak istediği adımları bağlamında ABD’nin girişimlerde bulunacağı görülüyor[2]. Bu çerçevede karşı karşıya gelmeler devam edecektir.

‘Gönüllü Geri Dönüş’

Bağdat, Alman Hükümeti’nin girişimlerine yanıt olarak ilk etapta Iraklı mültecilere geri dönmeleri yönünde çağrı yaptı. Irak Dışişleri Bakanı Muhammed Ali el Hakim, Alman mevkidaşı ile görüşmesi sonrasında Almanya’da bulunan 245 bin Iraklı mültecileri kastederek; “vatandaşlarımızın Irak’a geri dönmelerini umut ediyoruz” dedi. Iraklı mülteciler, Suriyelilerden sonra Almanya’da en fazla mülteci sayısını oluşturan mülteci kesimi. El Hakim; “Irak güvenli bir ülke” belirlemesinde bulunarak, komşu ülke Suriye’de hala bir çok gelişmenin endişe verici olduğu kıyaslamasında bulundu[3]. Bu durumda Iraklı Bakanın açıklamaları, sadece Almanya’da ki mültecilerin sayısının azaltılması kapsamında Berlin’in çıkarları ile örtüşmemekte, aynı zamanda bu açıklama Alman Hükümeti’nin duruşunu da onaylayarak Irak’ın güvenli, Suriye’nin ise muazzam sorunların devam ettiği bir ülke olduğunu demiş oldu.

Olmayan Yeniden İnşa

Gerçekte ise, Sünni kesimlerin yoğun yaşadığı, IŞİD’in etkin ve IŞİD’e karşı savaşın yoğun olduğu Irak’ın bölgelerinde sorunlar oldukça ağır. Gözlemciler IŞİD’in başarılı bir şekilde yer altı örgütlenmesine devam ettiği, güçlerini konsolide ettiğini belirtiyorlar. Irak Hükümeti’nin, makamlarının ve Şii milislerinin pratikleri, cihadist grupların geri dönmelerine yol açan zemini oldukça güçlendiriyor. Başta IŞİD’in önceki dönemlerde etkin olduğu Musul olmak üzere savaşın yoğun yıkımlarına maruz kalan bölgelerde yeniden inşa çalışmalarında yol kat edilmiyor. Bağdat’ın Şii ağırlıklı Hükümeti, Sünni ağırlıklı alanlara yeterli miktarda maddi aktarım yapmaktan geri duruyor. Yapılan onca eleştiri ve açıklamadan sonra Irak Hükümeti bu bölgelere sadece 100 Milyon Amerikan Doları yardımda bulunabildi ancak Sünni bölgelerin ihtiyacının Milyarları bulduğu biliniyor[4]. Iraklı Sünniler, Hükmet tarafından ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradıklarını ve cezalandırıldıklarını hissediyorlar ve bunun ağırlığını yaşıyorlar. Sünni azınlık kesimine yönelik yapılan ayrımcılık ve cezai yaptırımlar, bu kesimlerden beslenen ve Şiilere yönelik katliamcı savaşı deklere eden IŞİD’i güçlendirmiş görünüyor.

“Sünnilerden alınan intikam”

Sünni azınlık kesiminin IŞİD’e karşı alınan zafer sonrasında Bağdat devlet makamlarının çemberine düşmüş görünüyor. Halihazırda IŞİD’e karşı yapılan savaş sırasında, özellikle Musul’da yürütülen savaşta, cihadistleri desteklemekle itham edilen Sünnilerin işkencelere maruz kaldığı veya vahşi bir şekilde öldürüldükleri üzerine sıkça haberler yayınlanıyor. Benzer haberler IŞİD üyelerinin yargılandıkları mahkemeler sürecinde de yayınlandı. Basına yansıyan haberlere göre IŞİD’li tutuklular Musul yakınlarında ki Irak İçişleri Bakanlığı’na bağlı hapishanelerde işkencelerden geçirildi veya bazı durumlarda öldürüldüler[5]. Üst düzeyde bir Irak istihbarat elemanından yapılan bir alıntı, “yüzlerce” kişinin soruşturmalarda hayatını kaybettiğini aktarıyor; ölüm sebepleri olarak “kalp yetmezliği” veya “bilinmeyen sebep” olarak kayıtlara geçiyor[6]. Hapishane hücreleri insanlık dışı koşullar altında tutuklularla dolup taşmış durumda; yaralılar tedavi edilmemekte, bu durumda ampütasyonlar yaşanmakta ya da yaralar tutukluların hayatlarını kaybetmelerine neden olmaktadır. Gelen bilgiler, mahkemelerde belirgin bir şekilde suçu ispatlanamamış Sünni tutukluların en ağır cezalara çarptırıldıkları ve bazı durumlarda ise ölüm cezalarına çarptırıldıklarını teyit etmektedir. İçeriden gelen bilgiler, günde en az 25 ölüm cezasının verildiği yönünde[7].

Bahse konu olan istihbarat elemanı, Bağdat Hükümeti’nin büyük insanlık suçunu işlediğini dile getiriyor; Gazetecilere IŞİD’in sebep olduğu toplu mezarlar diye sunulan toplu mezarların gerçekte Şii milislerin katliamları sonucu oluşan toplu mezarlar olduğunu dile getiriyor. “Irak toplumunun binlerce ailesini yok ediyoruz” diyor istihbarat elemanı ve ekliyor: “Bu sadece IŞİD’e karşı alınan bir intikam değil, bilakis Sünnilerden alınan bir intikam”.

‘Bir sonraki çatışmanın tohumları’

Dehşet verici bir durum, IŞİD’li cihadistlerin eşleri ve çocukları olarak lanse edilen kişilerin yaşadığı kamplarda yaşanıyor. Bu kişilerden bazıları gerçekte cihadistlerin aile bireyleri iken bazılarının IŞİD ile bağları oldukça şüpheli. Gözlemciler bu kampları, toplama kampları ile kıyaslamaktadırlar[8]. IŞİD ile bağlantılı oldukları iddia edilen, bilinen veya haksız bir şekilde itham edilen ve kampta kalan kişiler yeterli bir beslenmeden, tıbbi yardımdan uzak; Kadınlar, yaşamak için bedenlerini satmak zorunda kalmakta, kamp personeli tarafından tecavüzlere uğramaktadırlar. Bu duruma şahitlik yapmış birisi “kadınlar çocuklarını da buna göre şekillendirmektedirler ve onların erkek çocukları da intikam için çaba harcıyorlar” demektedir ve ekliyor “Bir sonraki çatışmaların tohumu atılmış durumda”.

“Savunma siperinden çıkılıyor”

Gelen haberler IŞİD’in yeniden ofansif hamlelere yöneldiğini doğruluyor. Ağustos başında bir ses kaydı yayınlayan El Bağdadi kendi örgüt üyelerine seslenerek sistematik bir şekilde saldırılarını yürütüme çağrısı yaptı[9]. Şimdiye kadar “kentlerden uzak olan çöllerde” yer bulan cihadistler, kendi memleketlerine geri dönerek halkın arasına karıştılar: “Bazı Irak köylerinde tekrardan köyleri yöneten karanlık yöneticiler haline geldiler”; “bir başka yerde günlük yaşam içine çıkma cesaretini gösterebiliyorlar”, “terör saldırılarının sayısı giderek artıyor”… Gelen bilgileri bu şekilde özetlenebilir. Batı’nın IŞİD’e karşı yürüttüğü savaş iflasın eşiğine geldi, tıpkı Afganistan- Hindukuş’ta Taliban’a karşı verdiği savaşın iflası gibi.

* 18.12.2018 tarihinde German-Foreign-Policy sitesinde Almanca yayınlanan yazı, Atik Haber Merkezi tarafından çevrilmiştir.

[1] Daniel Brössler: Irak’ta umut dolu bir misyon (sueddeutsche.de 17.12.2018)

[2] https://www.german-foreign-policy.com/news/detail/7765/

Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmeier, Türkiye ziyaretinde Siemens’in milyarlık yatırımları konusunda görüşmeler gerçekleştirmişti. 35 Milyar Avroluk hızlı tren ray sisteminin inşasını Siemens konsorsiyumuna yaptırmak isteyen Ankara’nın talebi ise Berlin’den düşük faizli kredi. Siemens’in şefi Joe Kaeser ise oldukça yoğun eleştirilerin hedefi halinde. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katledilmesinden sorumlu tutulan Suudi Arabistan’ın tertiplediği yatırımcılar konferansına katılmayı son anda iptal eden Kaeser, bu ana kadar Riyad’dan milyarlarca Avro tutarında ki yatırımların peşine düşmüştü. Benzer bir girişim 2015 yılında Mısır için yapılmıştı. Siemens şefi Kaeser, darbe ile Mısır Devlet Başkanı olan ve binlerce insanın katliamından sorumlu tutulan Abdul Fattah El Sisi’nin Berlin ziyaretinde Siemens tarihinin en büyük yatırımını imzalamıştı. Ankara, Riyad ve Kaire hükümetleri, kanlı baskıları ile kötü şöhretleri ile nam salmış durumda.

[3] Irak mültecileri Almanya’dan geri dönmeleri için çağrıda bulunuyor (welt.de 17.12.2018)

[4] Christoph Ehrhardt: Mağlup Edilemedi. FAZ (10.12.2018)

[5] Iraq: Chilling Accounts of Torture, Deaths. hrw.org 19.08.2018.

[6] Ben Taub: Iraq’s Post-ISIS Campaign of Revenge. newyorker.com 24.12.2018.

[7] age

[8] age

[9] Christoph Ehrhardt: Mağlup Edilemedi. FAZ (10.12.2018)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu