Katliamlara, ablukalara, faşizme karşı kesintisiz direnişi şehitlerimizin ışığında büyütüyoruz!
Aylardır sokağa çıkma yasaklarının, katliamların sürdüğü T.Kürdistanında, devletin tankıyla, topuyla saldırdığını, cenazelerin sokaktan alınmasını engelleniğini, yaralıları taşıyanlara ateş açtığını, basının gerçekleri yansıtmasına her türlü faşizme başvurarak engel olduğunu görmek artık herzamankinden kolay olsa gerek.
Bütün bunların yanında aslında manzaranın bir bütün olarak kötü olmasının aksine var olan faşist abluka ve katliamların asıl sebebi kazanımlardır. Bugün tarihin defterine kanla yazılan günlere tanıklık ederken bu katliamlara karşı direnişi büyüterek yanıt olmalıyız.
Yalnızca T.Kürdistanında değil nerede bir direniş, bir mücadele varsa oraya saldırmayı kendine görev bilen AKP, mücadelenin en dinamik öğesini de hedefine almış durumdadır. Üniversitelerde, liselilerin yaptığı her eyleme saldırmaya baskı ve sindirme politikasının yanında Türkiye’nin Batısına duyurmadan yaptığı katliamların teşhirinin yapılmasına direnişin dört bir yana yayılmasına olan korkusunu belli etmektedir.
Artık gözaltıların ve tutuklamaların arttığı bu günlerde direniş yaşamak ve yaşatmak anlamına gelmektedir. Var olduğumuz her alanda direnişi büyütmek zaten sorumluluğumuzken aynı zamanda T.Kürdistanında başta olmak üzere coğrafyamızın dört bir yanında devrim, özgürlük ve demokrasi uğruna canını verenleri anmak anlamına gelmektedir.
Bugün şehitlerimizi anmak demek, devrimci mücadelenin gerekliliklerini kavramak, kavgaya girerek bedel ödeyen ve devrim yürüyüşümüzde yolumuza ışık tutanların yolundan yürüdüğünü haykırmak demektir.
Şehitlerimiz mücadelemizin ilham kaynağı, kavgamızın öğreticileri, karanlık yolumuzun aydınlatıcılarıdır. Bugün onları anmak demek Kürt halkının mücadelesini sahiplenmek, katliamlara ses çıkartmak demektir. Şahverdi şehitlerinden Rojavaya, beş kızıl karanfilden Kürdistana döğüşürken düşenlere selam olsun !
İzmir’den Bir YDG’li
