Manşet

“Kaeuler’in ülkeye giriş yasağı kaldırılsın!”


Gezi Ayaklanması, sürecinde milyonlar sokaklara dökülerek haykırdı öfkesini. Halk bir yandan sokaklarda devlet terörüne maruz kalırken, diğer yandan uğradığı terör gizlenmek, görmezden gelinmek istendi. Egemen sınıfların medyası; Gazi’de, Roboskî’de, Rojava’da, Reyhanlı’da olduğu gibi devlet terörünü gizledi. Yine aynı süreçlerde olduğu gibi Gezi Ayaklanması’nda da halkın sesi, gerçeklerin habercisi devrimci-sosyalist basın oldu. Bundandır ki Gezi direnişi sürecinde devlet terörüne gazetecilerde hedef oldu. Yaralandı, fotoğraflarına el konuldu, tehdit edildi. Bu saldırılar içerisinde yurtdışından gelen gazeteciler ise, “Bizleri dünyaya rezil ediyorlar” denilerek ayrı bir yere konuldular. Hedef seçilerek darp edildiler, gözaltına alındılar, sınır dışı edildiler.

Muhabirimiz, gönüllü çalışanımız Alman Sven Kaeuler de, halka pervasızca saldırıldığı bu süreçte, bütün saldırılara, baskılara karşın devrimci-sosyalist bir gazeteci olmanın bilinciyle hiçbir fedakârlıktan kaçmadan, halkın sesi olmak için, gerçekleri duyurmak için gecesini gündüzüne katarak çalıştı.

 

“Çeteler değil, devrimciler hedefte”

Kimliği, duruşu nedeniyle tarihi devletin saldırılarının bolca örneğiyle dolu olan Gülsuyu mahallesinin emekçi halkı, “Kentsel dönüşüm” saldırılarıyla birlikte devlet eliyle palazlanan çetelerin saldırılarına uğradı-uğruyor. Yozlaşmaya, uyuşturucuya, kumara… Bir bütün çeteleşmeye karşı çıkan devrimciler, demokratlar, yurtseverler çetelerin saldırılarına maruz kaldı. Onlarca kişi çete saldırılarında kurşunlanarak yaralandı. Devlet saldırılara değil engel olmak, polisin doğrudan teşvikiyle yeni saldırıların önünü açtı.

Egemen sınıflar medyası mahallenin yakınından geçmezken, çetelerin halkı kurşunlandığı Gülsuyu’nda çalışanımız Sven Kaeuler, çeteleşmeye karşı yapılan yürüyüşü takip ettiği sırada çete kurşunuyla başından yaralandı.

Gülsuyu Mahallesi’nde ise bu saldırılar, doğrudan çete-polis işbirliği içerisinde sürdürüldü. Hasan Ferit Gedik çeteleşmeye karşı yapılan yürüyüş sırasında katledildi. Devlet ise faşist karakterini bir kez daha kanıtlayarak, çeteleri değil, çeteleşmeye karşı çıkan devrimci-demokratları gözaltına aldı, tutukladı. Mahalle “asayişi” sağlamakla sorumlu polisler tarafından ablukaya alındı ve çete saldırıları daha da artarak devam etti. Sonuçta yaşananlarda gösterdi ki aslında saldıranlar çeteler değil, onları besleyen devletti.

Çeteler tarafından yaralandığıyla kalmayan Sven Kaêuler hakkında ise İçişleri Bakanlığı tarafından gıyabında dava sonucunda ülkeye süresiz giriş yasağı konuldu.

2012 Kasım ayından bu yana gazetemiz Özgür Gelecek’te gönüllü olarak çalışan muhabirimiz Sven Kaeuler, 28 Ekim günü memleketi Almanya’ya ailesini ziyaret etmek için gittiği havaalanında, polisler tarafından çevrilerek, hakkında süresiz olarak Türkiye’ye giriş yasağı olduğu bildirildi. Kaêuler, nedeni sorduğunda ise Gülsuyu’ndaki “olaylarla” ilgili İçişleri Bakanlığı’nın açtığı soruşturma sonucu bu kararın verildiği kendisine söylendi.

Devlet, devrimci, demokrat, sosyalist basından korkusunu bir kez daha göstermiştir. Gerçeklerin duyurulmasına, uyguladığı terörün teşhir edilmesine engel olamayan devlet, bir kez daha sosyalist basına saldırmıştır.

Birçok kez işkenceye uğrayan, gözaltına alınıp on yıllarca “ceza”lar alan, katledilen sosyalist basın bu saldırılara yabancı değildir. Çalışanları onlarca yıl hapis cezaları alan, işkenceye uğrayan devletin her türlü baskısına maruz kalan gazetemiz Özgür Gelecek bu saldırılara yabancı değildir. Öte yandan bütün bu saldırılara, engellemelere karşın dimdik ayakta halkın sesi, gerçeklerin habercisi olmaya devam etmektedir.

Bu, dün olduğu gibi bugün de böyle olacaktır!

 

Özgür Gelecek Gazetesi

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu