Makaleler

TC, çeteler üzerindeki hâkimiyetini kaybediyor

Suriye’de iç savaş belli aşamaları ile devam ediyorken bu arada Suriye, İran ABD ve TC arasında bir dizi anlaşma sağlandı. TC devletinin bölgedeki misyonu ise genel olarak idare ve gözlemden öteye gitmedi. İdlip ve Cerablus’ta çeteleri silahlandıran ve eğiten Türk devleti, buradaki kontrol gücünü ve denetimini kaybetmektedir. Bölgede bu çeteler aracılığı ile kendini muhatap ilan eden ve Suriye’nin kaderinde söz sahibi olduğunu iddia eden TC, bu gücünü bölgede kaybettiği denetim ile beraber kaybediyor.

TC devletinin hakim olduğu bölgelerde birçok çete grupları bulunmakta ve bu gruplar genel olarak gerek İslami gerekse de önderlik açıdan ciddi çelişki ve sorunlar yaşamaktadır. TC devleti ise bu sorunları kontrol etme noktasında ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.

Çete grupları arasındaki sorunları çözmek için görüşmeler sürdüren MİT, Darit İzê’de çete liderleriyle bir toplantı daha gerçekleştirdi. Fakat çetelerin kendi arasında ve MİT ile yaşadığı sorunlar halen çözülemedi ve sorunlar her geçen gün daha da derinleşiyor. Bu durumun sonucu TC devleti açısından belirleyicidir. Çünkü buralar TC devleti açısından bölgesel güç olabilmenin bir adımı olmakla beraber Rojava karşısında da müzakere kozu olarak durmaktadır.

TC devleti ilk günlerden beri buralarda eğittiği çetelerle Rojava üzerinde baskı unsuru oluşturmanın derdindedir. Ancak şu da vardır ki bu gruplar arasında Kürt ulusuna mensup cihatçılar da bulunmaktadır. Ortaya çıkan sorunlar TC devletinin Rojava karşısındaki gücünü zayıflatmaktadır. Lekolin’de yer alan bir habere göre MİT elemanları İdlib’de çete guruplarıyla bir toplantı daha düzenlemek istedi ve çete guruplarını birleştirmeye çalıştı. Ancak son yapılan toplantıda Cephet El Nusra ile anlaşmazlık içinde olan Ketayb Ibn Teymiye adındaki çete grubunun Cephet El Nusra’dan koptuğu belirtiliyor. Yaşanan bu gerilim üzerine kısa süreli çatışmaların da yaşandığı da belirtilmektedir. Bölgede etkin bir güç olan Cephet El Nusra’nın MİT’in kontrolünü büyük oranda reddettiği bilinmektedir. Bunun nedeni ise Nusra’nın bölgesel gücü ve genel olarak gücünü Eymen el Zewahiri’ye dayandırmasıdır. Nusra’nın TC devletinin önderliğini kabul etmesi de beklenemez. Nusra’nın TC devletinin politikalarını dikkate almayarak kendi özerk yapılanmasını kurduğu ve hatta bölgedeki çete gruplarını kontrol amaçlı grupların komutanlarını tutuklandığı da bilinmektedir. Nusra’nın bu politikaları karşısında diğer çete gruplarının bu duruma tepki göstermesi ciddi gerilimlerin yaşanmasına neden olmaktadır. Yaşanan çatışmalarda birçok MİT personelinin de yaralandığı bilinirken bölgeye yapılan askeri sevkiyatın da Nusra’yı kontrol altına almak üzerine olduğu bilinmektedir. Son günlerde İdlib’e gönderilen komando taburları da genel olarak bu amaçla gönderilmiştir.

Türk devleti çeteler üzerindeki kontrolünü kaybederken Cephet El Nusra’nın (yeni adıyla Heyet Tahrir El Şam-HTŞ) MİT’in kontrolü dışında hareket etmesi, MİT ile Cephet El Nusra (HTŞ) arasında çelişkileri her geçen gün derinleştiriyor.  Lekolin’de yayınlanan habere göre Türk devletinin bir taraftan İdlib’deki etkin gruplardan HTŞ ile sorunlarını çözmeye çalışırken diğer taraftan Efrin etrafına güç yığmaya devam ediyor. TC devletinin HTŞ ile yaşadığı sorunlar ve ortaya çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle HTŞ ve bağlı çete birlikleri YPG’ye müzakere haberlerinin yanı sıra Türk Özel birliklerinin Efrin çevresinde keşif faaliyeti yaptıklarına ilişkin bilgiler aktarılıyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu