Güncel

Tutsak Nurullah Semo, “gazetecilik adı altında hedef gösteriliyorum, yargılanıyorum”

H.Merkezi: Ege Üniversitesi Sosyal Bilgiler Fakültesi son sınıfı öğrencisi olan Nurullah Semo Fırat Çakıroğlu’nun öldürüldüğü iddia edilerek hukuksuz bir şekilde 2,5 tutsak olması sürecini anlatan bir mektup yazdı.

Semo,  “Altta kalan iki dersimden dolayı okul uzatmış, devam zorunluluğundan altta kalan dersimi vermek için derslerime düzenli gidip geliyordum. Yaklaşık iki buçuk yıl önce eğitim gördüğüm Ege Üniversitesi’nde kendine ülkücü diyen sayıları 150’yi bulan şiddet bağımlısı bir grubun saldırısına uğradıktan sonra ağır yaralı olarak tutuklandım. Halen iki buçuk yıldır tutuklu olmama rağmen, beni darp edip ağır yaralayanlar hakkında hukuki bir işlem yapılmadığı gibi kim tarafından öldürüldüğü bunca süredir ispatlanamayan ve saldırgan grubun lideri olduğu söylenen Fırat Çakıroğlu adındaki şahsın ölümüyle suçlanıyorum. Suçlanmakla kalmayıp yalan yanlış haberlerle faali meçhul cinayetlere kılıf uydurulup cinayet üzerime yüklenmeye çalışılıyor” şeklinde başlayan sözleriyle yaşadıklarını anlattı.

“Öyle ki kendilerini tarafsız gazetecilik yapmakla itham edilen kişiler tarafından bile henüz sonuçlanmamış davanın zanlısı olarak gösterilip açık hedef haline getiriliyorum. İki buçuk yıldır tutuklu bulunduğum süre zarfından defalarca medyada; yaşanan olay işlenmiş ve bir katıl zanlısı olarak gösterilmiştim. Daha önce düşürülmeye çalışılan öğrenciliğim tüm uğraşı ve baskılarına rağmen var olan somut delillerin aleyhlerine olmasından ötürü öğrenciliğim düşürülmemişti. En son medya tarafından açık kimliğim saklanmaksızın hedef gösterilmemle hukuksuzca öğrenciliğimin düşürülmesi bir oldu” diyen Semo, medyanın habercilik anlayışını mahkûm ettiği mesajını verdi.

Yaşadığı süreçten kaynaklı durumun açıkça mağdur olduğunu belirten Semo, gerek saldırı günü orada olan polisleri, özel güvenlik görevlilerinin okul personel ve kafe çalışanlarının doktorların, hemşirelerin, sanık ve tanıkların lehime olan ifadeleri olsun; gerekse de okul rektör ve yetkililerinin detaylı kamera incelemeleri sonrası hazırlamış oldukları rapor olsun kamera kayıtları tarafından ispatlandığı, suçsuzluğunun ispatlanmasına rağmen böylesi hedef göstermelerin devam etmesinden kaynaklı açıklama yapma gereği duyduğunu sözlerine ekledi.

“Adeta engizisyon mahkeme yargıçlarının kılığına bürünmüş haberciler tarafından yargılanıyorum”

Semo, “Son dönemlerde suçlayıcı, onur kırıcı masa başında ırkçı bir dil ile yazılmış hakkımdaki haberleri TV programlarında ve gazete başlıklarında gördüm. Yapılan haberlerde saldırgan grubun liderini öldüren katil olarak gösteriliyorum. Adeta engizisyon mahkeme yargıçlarının kılığına bürünmüş haberciler tarafından yargılanıyorum. Haberlerde sürekli bir katil olarak gösteriliyor, düşürülmeyen öğrenciliğimin düşürülmesi için el birliği yapılıp hâkimlere okul rektörlüğüne çağrılar yapılıyordu. Gazetecilik ahlakından bihaber yapılmış olan haberlerin hiçbir insani değer taşımadığını kendileri de  biliyorlar mı acaba?” şeklindeki sorusuyla “gazetecilik” adına yapılanı eleştirdi.

“Toplumu, hukuku yanlış bililerle yönlendirmek kin, nefret ve öfkeye yol açmak suçsuz masum insanları hedef haline getirmek değil gazetecilik;  olsa olsa gazetecilik kılığına bürünmüş sahtekârlıktır. Masa başında yargıç rolüne soyunarak ülkeye; hak hukuk adalet gelmiyor maalesef! vatanına milletine kurban bu insanların neden yakılıp yıkılan onca ormana, talana sömürüye seslerini çıkarmıyorlar da hiçbir tutarlılığı olmayan, sormadan, soruşturmadan aleni bir şekilde hedef gösterip suç işlensin. Hiçbir mantığa uymayan bu tutarsızlığın kariyerist gazetecilikten başka bir açıklaması olabilir mi? Bana hitaben “örgüt mensubu” diyen İsmail Küçükkaya neden hiçbir şey bilmediği bir olay hakkında suçlayıcı ve yönlendirici bir üslupla konuşsun? Hani insan değer savunuculuğu yargının bağımsızlığı? Hani laik, demokratik, cumhuriyetçi özgürlük anlayışınız? Hayır, bu kesinlikle gazetecilik adı altında; iftiraya, karalamaya, açık seçik bir şekilde tüm toplum nezdinde de işlenmiş bir suçtur” dedi.

 Semo, “Ellerindeki bıçak, satır ve sopalarla FETÖ’cü polisler gözetiminde sağa sola saldıran kırıp dökenler, beni yaralayanlar terörist değil de olayın mağdurlarından biri olan ben terörsit oluyorum öyle mi? Öldürmediğim bir insani sanki ben öldürmüşüm gibi göstermek hatta iddia etmek, mahkemede ne olup bittiğine ne yin açığa çıkıp çıkmadığını vakıf olmadan böyle bir harekette bulunması hiçbi ahlaka vicdana sığmayacağı gibi gazeteciliğin ahlakına da sığmaz. Kürt kimliğimden dolayı beni terörist ilan etmek beni bıçakla yaralayanları birer halk kahramanı gibi göstermek ırkçılıktan başka bir şey değildir. Bu tür yargısız infazların kurbanlık koyunu olmayacağımı ve her türlü hukuki hakkımı savunup arayacağımın bilinmesini istiyorum” şeklinde devam etti.

1No’lu F Tipi Hapishanesi Kırıklar/ İzmir hapishanesinde tutsak olan Nurullah Semo,

“Değerli Kamuoyuna, açıktır ki yaşanan h gelişmelerin ardından kim tarafından öldürüldüğü belli olmayan şahsın ölümüne sahte gazetecilik üzerinden fail aranmakta ve mağdur olduğum halde kurban seçildiğim görülmektedir. Habercilik ahlakı ile ilintisi olmayan vakalara gerçek bir tepki gösterilmediği sürece; yargısız, sualsiz masum infaz edileceği gerçektik. Toplum olarak bu gibi şahısları bu gibi kurumları izole etmek ve mükellef olduğumuzu hatırlatma gereği duyuyorum. Şahsıma yönelik iftira ve karalamaların sonuna kadar takipçisi olacağımı, kararlılığımda hukuki çerçevede en ufak bir geri ivmenin olmayacağını Aydınlık, Ortadoğu Gazeteleri ve İsmail Küçükkaya adındaki şahıs hakkında hukuki ve her türlü işlemi başlatacağımın bilinmesini istiyorum.

 Umut gelecek ise geleceğin sonuna kadar takipçisi olacağım… “ diyerek mektubunu sonlandırdı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu