GüncelMakaleler

TUTSAK PARTIZAN YAZDI | Devrim programımız cinsiyet mücadelesini kucaklamakta yeterli mi?

Cins bilincindeki toplumsal gelişme ve kadın özgürlük mücadeleleri dünya ve ülkemiz kadınlarını harekete geçirmiş durumdadır. Büyük oranda örgütsüz ve düzen içi olan bu hareketler yarattığı etki ve taşıdığı potansiyelle gözler önünde. Ancak şu da bir gerçek ki hareketin içindekiler bile bu yıkıcı ve yaratıcı potansiyelin farkında değil. Bu haliyle tarihin dönemeç noktalarında açığa çıkıp devrimlere temel oluşturan halk hareketlerine ve isyanlara benziyor. Ve devrimci hareketlerle daha fazla buluşmayı bekliyor. Bu beklentiye devrim ve sosyalizmin temsilcisi hareketlerin yeterli önemi gösterdiği ise söylenemez. Buluşmanın önündeki engellerden bizim payımıza düşen sınıf bakış açımızı daraltan erkek egemen düşüncemizdir.

Yaşamdaki her şeye içinde bulunduğumuz ideolojik zeminden bakarız. Bu temel kriterin kapsadığı zenginliği görmediğimizde ise kaba indirgemeci hale geliriz. Ve bu durumda devrimde yanımızda yer alacakları değil karşımızda, dışımızda kalacakları çoğaltırız.

Erkek egemen sistemin yarattığı baskı ve sömürü sistemi karşısında kadınlar cins bilinci ile tutum alıyor. Bu durum dünyadaki devrimci kabarışı etkiliyor. Buna rağmen sınıf örgütlerinin program ve stratejilerine bu olgu yeterince yansımıyor. Çünkü ezilenlerin yanında, onların temsilcisi olarak kendimizi tanımladığımız halde, kendi içimizdeki ezen olanları göremiyoruz. Sadece egemenler değil ezenler de kimi bakımlardan sosyolojik olarak egemen-iktidar durumda. Buradaki sorun içimizdeki erkek iktidarı kadar bu iktidarın yarattığı körlüktür de. Oysa MLM bilinci bu çelişkileri açığa çıkaracak güçte.

Her zaman mücadelelere yön veren temel ve baş çelişmelerde ezen ezilen çelişkisinin yeri baki kalmıştır. Bununla birlikte temel ve baş çelişmeler değişim gösterebilir. Sınıf “ırk”, ulus, cinsiyet çelişkileri birbiriyle kopmaz ilişkiler içindedir. Döneme ve durumuna göre bunların biri ya da birkaçı daha yakıcı hale gelir. Yine de bu eşitsizlik ve sömürü türlerini üreten kaynak aynıdır. Buna rağmen öne çıkan gelişmeleri birleşik güç haline getirmek hiç de kolay olmamıştır. Bunlardan cinsiyet çelişkisi ile aramızdaki mesafe ise diğerlerinden daha fazladır. Bu izi mücadelenin ihtiyaçlarına yabancılaştırmaktadır.

Halkı ve halk dışında kalan tabaka ve sınıfları tanımlarken yatay düzlemde ve iki boyutlu bir ayrım oluştururuz. Felsefedeki uzlaşır ve uzlaşmaz karşıtlığı tanımlama da benzer bir durum geçerlidir. Burada bir yanlışlık yoktur. Fakat kitap üstündeki bu tanımlama gerçek yaşamdaki karşılığını birebir hiçbir zaman bulamaz. Erkek egemen sistem/ataerkinin bu denklemde görünür hale gelmesi bu genel doğrumuzu iki boyutlu düzlemle sınırlı bırakmamıza bağlıdır.

Tüm çelişmelerin özünde sınıf mücadeleleri vardır sözünde anlatılanlar emek sermaye çelişkisinin doğrudan biçimlerinden ibaret midir? Ataerki sadece üstyapıda ve bir döneme has mıdır? Bu üst yapı ve kültürde sınıfların ortaya çıktığı andan da önce yaşamaya başlamış olan cinsiyet çelişkisinin ortaya çıkardığı durum nedir? Bu sürekliliğin emek sermaye çelişkisi ile kopmaz bağları ne anlama geliyor? Ataerki her ortamda ve ilişki biçiminde kendisini nasıl yaşatabiliyor?

Tüm bunları layığınca tanımlamakta bizi engelleyen pek çok sebep var. Bunlar sayısız çalışmanın konusu olabilir. Bu sorunların düğümlendiği, birleştiği yer önemlidir. Erkek egemenliğine/ataerkiye karşı mücadeleyi devrim stratejimizin diğer unsurları arasına dahil edebilir miyiz? Özel mülkiyete, aileye, devlete karşı yürüttüğümüz mücadelede ataerkiyi hesaba katmamanın bedelini tarihte ve bugün nasıl ödüyoruz? Buralardan bir çıkış yolu bulmamız gerekiyor. Bu gelişmeler devrimimizin temel ve baş çelişkilerini etkileyebilecek duruma gelmiş gibi görünüyor.

İki boyutlu düzlemden çıkıp daha geniş bakabildiğimiz oranda bunların sınıf mücadelesini zayıflatan değil güçlendiren adımlar olduğunu göreceğiz. Kısacası burada bahsini ettiğimiz devrimci teoriyi tahrif etmek değil, daha derin okuyabilmektir. Bugüne kadar uyguladığımız kaba retçilik ve risksiz siyaset yapma tutumu ile ıskalayacağımız şey devrim görevimiz olacaktır. (Bir Tutsak Partizan)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu