H. Merkezi: Kandıra F Tipi Kapalı Hapishanesinde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında açılan dava, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı.
Figen Yüksekdağ, geçen yıl Almanya ziyareti sırasında Deutsche Welle’ye verdiği röportajda bir soru üzerine sarf ettiği: “PKK bir halk özgürlük hareketidir. Aynı zamanda demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren bir örgüttür. Bizler PKK’nin bu hedeflere ulaşma konusunda başvurduğu yöntemleri onaylamıyoruz. Ancak şunu da kabul etmeliyiz ki, uyguladığı program terör değildir.” sözleri ardından hakkında “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davada 1 yıldan 5 yıla kadar hapis isteniyor.
Duruşma öncesi İsveç Parlamentosundan iki parlamenter fotoğraf çektikleri iddiasıyla salondan çıkarılırken, Fransa Komünist Partisi, Fransa Kürt Dostluk Derneği, İsveç Sosyal Demokrat Parti, PES, Alman Sol Parti (Die-Linke) ve Dünya Kadın Konferansı’ndan heyetler ile birlikte HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Kadın Meclisi üyeleri, Kadın Özgürlük Meclisi ile çok sayıda kadın örgütünden temsilciler ise dava takibi için duruşmada hazır bulundu.
Davanın ikinci duruşmasına SEGBİS yöntemiyle bağlanan Yüksekdağ, bu davanın ya hiç açılmaması ya da yargılamanın yapılmaması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu “Ben Eş Genel Başkanı ve vekillik görevi yürütürken vekilliğim ve parti görevimden alındım. Anayasa ihlal edildi. Bu yargılama ve diğerleri de bir Anayasa ihlalidir. Bugün dünyanın hangi köşesinde Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanı ve vekili tutuklanmıştır? Dünyada örneklerine bakınca bu sadece diktatörlüklerde olmuştur. Yargılanmanın durdurulmasına ve ara verilmesine gerek olduğunu düşünüyorum”
Seçmen iradesi her şeyin üstünde olduğunu, kendilerini seçen iradenin millet iradesi olarak sayılmadığını, bununda halkın iradesinin gasp edilmesi anlamına geldiğini, kimse söz söyleme haklarını elinden alamayacağını, yargı karşısında, halk karşısında da hesabı verilemeyecek sözleri bulunmadığını dile getirdi.
‘6 milyon adına konuşuyorum’
“Bir ülkede milyonlarca insan ‘terörist’ olmakla itham ediliyorsa orada yönetim sorunu vardır. Bir halkı demokratik bir şekilde yönetememe durumu söz konusu” sözleri üzerine hakim, “Burası seçim mitingi değil” diyerek savunmayı yarıda kesti.
Hâkimin müdahalesinin ardından ise Yüksekdağ, “Ben herhangi bir insan değilim. Ben Türkiye’nin üçüncü partisinin eş genel başkanıyım. Ben burada 6 milyon insanın yerine konuşuyorum. Bu yüzden siz burada sıradan bir insanı yargılamıyorsunuz” diye cevap verdi.
Bu yargılamanın bir tahammülsüzlük yargılaması olduğunu ifade eden Yüksekdağ, “Ben burada sözlerime tahammülsüzlük görüyorum. Ben bu sözleri sadece bir gazete röportajında söylemedim. Bu Türkiye için çok trajikomik bir durum. Ben bu sözlerimi meclis kürsüsünde de söyledim. Onlar da yargılansın” diye tepki gösterdi.
Yüksekdağ, 16 Nisan referandumuna ilişkin şöyle konuştu: “Hayır’ın kazanacağına tüm yüreğimle inanıyorum ve herkesi tekrardan selamlıyorum. O gazete röportajında söylediklerimi Meclis kürsüsünde konuştum ben”
“Seni seviyoruz”
Mütalaa için süre talep eden Akdemir, dosyada somut suçlamaya ilişkin beyanların ulaşmadığını belirtti ve röportajın bilirkişi tarafından çözümlenmesini istedi. Pınar’ın bu talebi mahkeme tarafından “dosyaya katkı sağlamayacağı” iddiasıyla reddedildi.
Mahkeme, duruşmayı 6 Haziran 2017 tarihine erteledi. Kararın üzerine duruşmayı izleyenler SEGBİS’le bağlanan Figen Yüksekdağ’a “Seni seviyoruz” diyerek selam gönderdi. Salondakiler zılgıt çekerek, “Figen başkan onurumuzdur sloganlarını haykırdı.
