Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel 8 Mart mesajı yayınladı. Yüksekdağ ve Tuncel’in Kandıra 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nden gönderdikleri mesajlar 8 Mart mitinglerinde de okundu.
Yüksekdağ: Mücadele sonuna kadar sürecek
Faşist baskı ve zulüm ortamında, kadınların canına, temel haklarına saldırı altında sokakları terk etmeyen kadınların, özgürlük mücadelesini sürdürdüğünü belirten Yüksekdağ, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde mesajında şunları söyledi: “Yaşamımıza göz diken, diş tırnak ile elde edilen kazanımları gasp etmeye yönelen bu düzen var olduğu sürece, kadınların haklı direnişi de sürecek elbette. İrademiz ve haklarımız evde, sokakta, iş yerlerinde, yerel yönetimlerde, Meclis’te tehdit ve saldırı altında. Erkek egemen faşist koalisyon, her koldan kuşatmayı daraltırken, bizim gücümüz ve güvencemiz; birliğimiz, dayanışmamız ve mücadele ısrarımızdır.
“Bu güçle özgür, eşit, adil, sömürüsüz yaşamı ve geleceği kazanacağız. Moruyla, kızılıyla, gökkuşağı renkleriyle 8 Mart’a ruhunu verenler, yüzyıllardan gelen özlem ve direnişi hak ettiği zaferlerle taçlandıracaktır. Her 8 Mart’ta bu inanç kadınların sesinde ve eyleminde tazeleniyor. Bugün de şiddete, savaşa, tecride, yoksulluğa, sömürüye, temel kadın haklarının gasp edilmesine karşı tarihin en güzel isyanını kuşanan kadınlar topluma öncülük edecek. Biz hapishanelerdeki kadınlar, açlık grevlerinin, adalet için direnişin, inancın ve haklılığımıza güvenin tam yerinden sevgimizi, selamlarımızı gönderiyoruz size. Farklı yerlerde dursak da kadınların kurtuluşu için aynı direnişe uyanıyor, aynı güneşe bakıyoruz. Kadınlar her yerde ve yaşamın, özgürlüğün her zerresi bizim oluncaya kadar mücadeleye devam. 8 Mart bütün dünya kadınlarına kutlu olsun. Heştê Adarê pîroz be!”
Tuncel: Kadınlar dünyayı değiştirecek
Hapishanelerdeki Kürt kadın siyasetçilerinin yargılanma konularının başında kadın özgürlük çizgisi, eşit temsil, eşbaşkanlık ve kadın özgürlükçü bir yaşam inşa hedefi olduğuna dikkat çeken Sebahat Tuncel, “Bizler 5 yıl önce alanlarda kadın özgürlüğünü nasıl haykırdıysak, kadına karşı ayrımcılığı şiddete, tacize, tecavüze, sömürüye, savaşa, işgale hayır dediysek, halkların, inançların eşitliğini ve kardeşliğini barış içerisinde bir arada yaşamasının mümkün olduğunu haykırdıysak; bugün de mücadelemizi bu zor koşullar altında, dört duvar arasında tecrit ve izolasyonun pandemi bahanesiyle daha da derinleştiği koşullarda aynı sözleri haykırmaya, itirazımızı yükseltmeye devam ediyoruz” dedi.
Kadınları hapishanelere koyarak seslerini kısamadıklarını kaydeden Tuncel, “Bakın başaramadılar ve başaramayacaklar. Sesimiz dostlarımız yoldaşlarımız aracılığıyla kadınlara ulaşıyor. Kadınların bu dayanışması, mücadelesi dünyayı değiştirecek” diye belirtti.
İmralı tecridinin tüm hapishanelere yayıldığını belirten Tuncel, hapishanelerde süren açlık grevini hatırlatarak şunları kaydetti: “Tecride, işgale, savaş politikalarına ve hak ihlallerine karşı başlatılan dönüşümlü açlık grevi direnişi yüz günü geride bıraktı. Bu direnişin başarıya ulaşması kadınlar ve halklarımız açısında da yeni bir yol açacaktır. Bu nedenle cezaevlerindeki bu direniş sesine 8 Mart ve Newroz alanlarında ses verileceğini de biliyoruz.”
Faşist rejimin saldırıları karşısında kadınlara yan yana gelme, direnişi kuşanma çağrısı yapan Tuncel 8 Mart mesajından şu ifadelere yer verdi: “Kapatıldığımız evlerden, emeğimizin sömürüldüğü fabrikalardan, aramıza çizdikleri çeşit çeşit ayrımcılık sınırlarından bıktık. Babanın, kocanın, patronun, devlet babanın çizdiği sınırlar içerisinde yaşamaya itiraz ediyoruz.
“Kadın cinayetlerine, taciz ve tecavüze isyan ediyoruz! Evde/işyerinde emeğimizin sömürülmesine isyan ediyoruz. Ne giyeceğimize, kaç çocuk doğuracağımıza karışanlara isyan ediyoruz! Savaşa, ayrımcılığa, ölme/öldürme siyasetine, tecride, iktidar hesapları içerisinde hayatlarımızın çalınmasına isyan ediyoruz!
“Her birimiz önümüze örülen setleri bir bir yıkarak özgürlüğe yürüyoruz. Demir kapılara, beton duvarlara inat, bugün sizlerle birlikte meydanlarda özgürlük halayına duruyoruz. Bizi hapsederek kadınlara gözdağı vermek istediler. Ne biz yıldık ne siz durdunuz. İstanbul’dan Diyarbakır’a, Artvin’den Hakkâri’ye barış ve özgürlük köprüleri kuruncaya kadar da durmayacağız. Erkek egemen saltanatı, tarihin çöp sepetine atıncaya kadar durmayacağız.
“Bugün meydanlara çıkan, özgürlük ve barış türküleri söyleyen tüm kadınları selamlıyor 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz. Yolumuz açık olsun, yolumuz kadın özgürlük yolu olsun!”
